Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KARAR : Turkish Turkish

(hava için) değişmez olma

KARAR : Turkish Turkish

tam ölçüsünde, ne az ne çok

KARAR ALMAK : Turkish Turkish

ir davayı, bir sorunu sonuca bağlamak

KARAR KILMAK : Turkish Turkish

irçok şeyi deneyip birini seçmek

KARAR VERMEK : Turkish Turkish

ir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak

KARARA BAĞLAMAK : Turkish Turkish

ir davayı, bir sorunu çözümlemek, sonuçlandırmak

KARARA KALMAK : Turkish Turkish

(dava için) görüşülmesi bitip yargıcın kararını beklemek

KARARA VARMAK : Turkish Turkish

ir konuda anlaşmak, bir şeyi kararlaştırmak

KARARGÂH : Turkish Turkish

ir birlik ya da kurumun, kumandan, yardımcı şube ve bölümlerinden oluşan kuruluş

KARARGÂH : Turkish Turkish

ordunun uzun bir süre ya da geçici olarak konakladığı yer

KARARGÂH : Turkish Turkish

durulan ya da kalınan yer

KARARINCA : Turkish Turkish

gerektiği ölçüde, ne az ne de çok: yağı, tuzu kararınca kullanmalıyız

KARARINDA BIRAKMAK : Turkish Turkish

ölçüyü aşmamak

KARARIŞ : Turkish Turkish

kararmak eylemi ya da biçimi

KARARLAMA : Turkish Turkish

kararlamak eylemi

KARARLAMA : Turkish Turkish

kararlayarak (yapılan), °tahmini

KARARLAMADAN : Turkish Turkish

kararlama yoluyla

KARARLAMAK : Turkish Turkish

ölçü ve tartıya dayanmaksızın, gözle oranlayarak hesaplamak, tahmin etmek

KARARLAŞMA : Turkish Turkish

kararlaşmak eylemi

KARARLAŞMAK : Turkish Turkish

ir şey için karar verilmek

KARARLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

kararlaştırmak eylemi yapılmak

KARARLAŞTIRMA : Turkish Turkish

kararlaştırmak eylemi

KARARLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir konunun, bir işin herhangi bir yolda yapılmasıyla ilgili kesin düşünce belirtmek, °tayin etmek

KARARLI : Turkish Turkish

kararında direnen, kararını değiştirmeyen, kesin karar vermiş olan

KARARLI : Turkish Turkish

düzenli, dengeli, ölçülü, °istikrarlı