Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KARIŞMAK : Turkish Turkish

ulanmak, duruluğunu yitirmek

KARIŞMAK : Turkish Turkish

açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek

KARIŞMAK : Turkish Turkish

engellemek, araya girmek; °müdahale etmek

KARIŞMAK : Turkish Turkish

ir araya gelmek, katılmak

KARIŞMAK : Turkish Turkish

karşıt duygu ya da düşünceler belirmek

KARIŞMAK : Turkish Turkish

(kafa, akıl vb. için) doğru düşünememek

KARIŞMAK : Turkish Turkish

ir gruba katılmak

KARIŞMAK : Turkish Turkish

ılgilenmek, el atmak

KARIŞMAK : Turkish Turkish

yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak

KARIŞTIRICI : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok maddeyi birbiri içinde dağıtmaya, karıştırmaya yarayan araçların genel adı, °mikser

KARIŞTIRICI : Turkish Turkish

çeşitli besin maddelerini karıştırma ya da çarpma işinde kullanılan araç ya da aygıt, çırpıcı, °mikser

KARIŞTIRICI : Turkish Turkish

ortalığı birbirine katan, arabozucu, °fitneci, °müfsit

KARIŞTIRICILIK : Turkish Turkish

karıştırıcı olma durumu, arabozuculuk, °fitnecilik

KARIŞTIRILMA : Turkish Turkish

karıştırılmak eylemi

KARIŞTIRILMAK : Turkish Turkish

karıştırmak eylemi yapılmak

KARIŞTIRIŞ : Turkish Turkish

karıştırmak eylemi ya da biçimi

KARIŞTIRMA : Turkish Turkish

karıştırmak eylemi

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok şeyin karışmalarına neden olmak

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

enzer olanları ayırt edememek

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ıçinde ne olduğunu anlamak ya da aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

yemeği dibi tutmaması için kaşıkla altüst etmek

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

kurcalamak, oynamak

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

okumak, araştırmak, incelemek

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

göz atmak, üstünkörü okumak

KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ayırt edememek, tam olarak seçememek