Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KEMLİK : Turkish Turkish

kötülük

KEMLİK ETMEK : Turkish Turkish

kötü davranışlarda bulunmak

KEMRE : Turkish Turkish

gübre, tezek

KEMRE : Turkish Turkish

aşta olan kepek

KEMRE : Turkish Turkish

yara kabuğu

KENAR : Turkish Turkish

ir doğal su birikintisinin yanındaki alan, kıyı

KENAR : Turkish Turkish

ir şeyin, bir yerin bitiş kısmı ya da yakını, kıyı

KENAR : Turkish Turkish

ir şeyi çevreleyen çizgi

KENAR : Turkish Turkish

pervaz, çizgi, antika, baskı gibi çevre süsleri

KENAR : Turkish Turkish

ir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri

KENAR : Turkish Turkish

merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha

KENAR GEZMEK : Turkish Turkish

ir şeyden uzaklaşmış olmak

KENAR MAHALLE : Turkish Turkish

kentin merkezinden uzak ve çoğu yoksul halkın oturduğu semt

KENARA ATMAK : Turkish Turkish

ir şeyin üstünde durmamak, önemsememek

KENARA ÇEKİLMEK : Turkish Turkish

artık hiçbir şeye karışmamak

KENARCI : Turkish Turkish

deniz kıyılarında avlanan balıkçı

KENARDA KALMAK : Turkish Turkish

kendine yakışan yeri tutamayarak önemsiz bir duruma düşmek

KENARDA KÖŞEDE : Turkish Turkish

dikkati çekmeyen ya da umulmayan yerlerde

KENARIN DİLBERİ : Turkish Turkish

kibarlığa özenen görgüsü az kadın

KENARLAMA : Turkish Turkish

harita ya da planların kenarlarına ilişkin çizim ve işaretlerin komşu haritalarda birleştirilmesi

KENARLI : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde kenarı olan

KENARLI : Turkish Turkish

kenarı süslü, kenarı işlenmiş

KENARLIK : Turkish Turkish

kenar bölümünü oluşturan şey

KENARORTAY : Turkish Turkish

ir üçgende her tepeden karşı kenarın ortasına indirilen doğru parçası

KENARORTAY : Turkish Turkish

ir dikdörtgenin karşılıklı iki kenar ortasını birleştiren doğru parçası