Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KEMERİ DOLU OLMAK : Turkish Turkish

çok zengin olmak

KEMERİNİ SIKMAK : Turkish Turkish

açlığa ya da tutumlu davranmaya katlanmak

KEMERLEME : Turkish Turkish

kemerlemek eylemi

KEMERLEMEK : Turkish Turkish

ciltçilikte dikişten sonra kitabın sırtına yuvarlak bir biçim vermek

KEMERLİ : Turkish Turkish

üzerinde kemeri olan ya da kemer takmış olan

KEMERLİ : Turkish Turkish

kemer biçiminde olan

KEMERLİ : Turkish Turkish

kavisli olan

KEMERLİK : Turkish Turkish

kimi işçi ve satıcıların araç ya da gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, tahta, meşin ya da metal kemer

KEMERLİK : Turkish Turkish

kemer yapımında kullanılan

KEMERPATLICANI : Turkish Turkish

ir çeşit ince uzun patlıcan

KEMHA : Turkish Turkish

ir çeşit ipek kumaş

KEMİK : Turkish Turkish

ınsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı

KEMİK : Turkish Turkish

kemikten yapılmış

KEMİK ERİMESİ : Turkish Turkish

kemiklerde kalsiyum, fosfor eksilmesiyle ortay çıkan rahatsızlık, °osteoporoz

KEMİK GİBİ : Turkish Turkish

pek kuru, katı, sert; sağlam

KEMİK YALAYICI : Turkish Turkish

dalkavuk

KEMİKBİLİM : Turkish Turkish

anatominin kemiklerle ilgili bölümü, °osteoloji

KEMİKBİLİMCİ : Turkish Turkish

kemikbilim uzmanı, °osteolog

KEMİKÇİK : Turkish Turkish

küçük kemik

KEMİKDİLLİGİLLER : Turkish Turkish

gövdesi iri, sert pullarla kaplı, dilinin üzerinde dişler bulunan kemikli balıklar familyası

KEMİKDOKU : Turkish Turkish

omurgalı hayvanlarda iskeleti oluşturan bir bağdokusu türü

KEMİKİNE (KEMİKLERİNE) KADAR : Turkish Turkish

iyice

KEMİKLERİ SAYILMAK : Turkish Turkish

çok zayıflamak

KEMİKLERİ SIZLAMAK : Turkish Turkish

(ölü) huzursuz, rahatsız olmak

KEMİKLEŞME : Turkish Turkish

kemikleşmek eylemi