Turkish Turkish
KELOĞLAN : Turkish Turkish
mec. bir ailenin koruyuculuğuna ya da bir yere çıraklığa alınan öksüz çocukları anlatmak için bir okşama sözü gibi de kullanılır
KELTOŞ : Turkish Turkish
kel saçsız (kimse)
KELVİN : Turkish Turkish
uluslararası sıcaklık ölçü birimlerinden biri
KELVİNÖLÇER : Turkish Turkish
işığın renk sıcaklığını ölçmeye yarayan aygıt
KEM : Turkish Turkish
noksan, eksik
KEM : Turkish Turkish
kötü, fena
KEM GÖZ : Turkish Turkish
kötü, baktığı şeye nazar değdiren göz
KEM GÖZLE BAKMAK : Turkish Turkish
kötü niyetle bakmak
KEM GÖZLE BAKMAK : Turkish Turkish
nazar değdiren bir bakışla bakmak
KEM KÜM : Turkish Turkish
"verecek yanıt bulamayıp açık bir anlamı olmayan gelişigüzel sözler söylemek" demek olan "kem küm etmek" deyiminde geçer
KEM SÖZ ( YA DA KALP) SAHİBİNİNDİR : Turkish Turkish
kötü söz söyleyenindir
KEMAL, -Lİ : Turkish Turkish
ilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
KEMAL, -Lİ : Turkish Turkish
en yüksek değer
KEMALE ERMEK (GELMEK YA DA KEMAL BULMAK) : Turkish Turkish
olgunlaşmak
KEMALİST : Turkish Turkish
atatürkçü
KEMALİZM : Turkish Turkish
atatürkçülük
KEMAN : Turkish Turkish
yay
KEMAN : Turkish Turkish
dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı çalgı
KEMAN : Turkish Turkish
yay gibi (kaş)
KEMAN GİBİ : Turkish Turkish
ince, düzgün, kavisli (kaş)
KEMANCI : Turkish Turkish
keman yapan ya da çalan kimse
KEMANCILIK : Turkish Turkish
kemancının işi
KEMANE : Turkish Turkish
keman ve kemençe yayı
KEMANE : Turkish Turkish
ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım
KEMANE : Turkish Turkish
ir tür halk çalgısı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani