Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KESİT, -Tİ : Turkish Turkish

ir toplumun bölümü, kesim

KESİT, -Tİ : Turkish Turkish

ir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, °makta

KESİT, -Tİ : Turkish Turkish

ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç

KESİTAŞI : Turkish Turkish

akarsularda çamaşır yıkarken kullanılan yassı taş

KESİTLEME : Turkish Turkish

kesitlemek eylemi

KESİTLEMEK : Turkish Turkish

kesitlere ayırmak

KEŞKE : Turkish Turkish

dilek anlatan tümcelerin başına getirilerek "ne olurdu" gibi özlem ya da pişmanlık anlatır, °keşki

KEŞKEK : Turkish Turkish

ıyice dövülmüş et ve buğdayla yapılan bir yemek

KEŞKEKÇİ : Turkish Turkish

keşkek yapan ya da pişiren kimse

KESKENMEK : Turkish Turkish

el ya da bir şeyle vuracak gibi yapmak, vurmaya kalkışmak

KESKİ : Turkish Turkish

ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç

KESKİ : Turkish Turkish

demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç

KEŞKİ : Turkish Turkish

keşke

KESKİN : Turkish Turkish

çok kesici, iyi kesen

KESKİN : Turkish Turkish

etkili, sert

KESKİN : Turkish Turkish

görevini iyi yapan

KESKİN : Turkish Turkish

(ses için) tiz

KESKİN : Turkish Turkish

kıvrak, güçlü

KESKİN SİRKE KÜPÜNE ( YA DA KABINA) ZARAR : Turkish Turkish

öfkeli, sert kimsenin zararı kendisinedir

KESKİN ZEKÂ KERAMETE KIÇ ATTIRIR : Turkish Turkish

zeki kimse, bir işin nereye varacağını keramet sahibi kimseden daha iyi bilir

KESKİNCE : Turkish Turkish

iraz keskin

KESKİNLEŞME : Turkish Turkish

keskinleşmek eylemi

KESKİNLEŞMEK : Turkish Turkish

keskin duruma gelmek

KESKİNLEŞTİRME : Turkish Turkish

keskinleştirmek eylemi

KESKİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

keskin duruma getirmek