Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KESİKLİK : Turkish Turkish

ansızın duyulan halsizlik, kırıklık, yorgunluk

KESİKSİZ : Turkish Turkish

kesilmeden süren, arasız, sürekli, süreli, °devamlı, °mütemadi

KESİKSİZ : Turkish Turkish

kesilmeden, ara vermeden sürüp giden (elektrik akımı)

KESİLİŞ : Turkish Turkish

kesilmek eylemi ya da biçimi

KESİLME : Turkish Turkish

kesilmek eylemi

KESİLMEK : Turkish Turkish

kesmek eylemi yapılmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

itkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak

KESİLMEK : Turkish Turkish

gibi olmak, benzemek, dönmek

KESİLMEK : Turkish Turkish

ıçindeki maddeler birbirinden ayrılıp bozulmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

dinmek, durmak, sona ermek

KESİLMEK : Turkish Turkish

akmaz olmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

kendinden önceki sözcüğü "olmak" anlamıyla pekiştirir

KESİLMEK : Turkish Turkish

son ya da aralık verilmek

KESİLMEK : Turkish Turkish

kendini herhangi bir şey gibi göstermek

KESİLMEK : Turkish Turkish

tutulmak, kapatılmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

(film için) makaslanmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

yoksun kalmak

KESİLMEK : Turkish Turkish

çok beğenmek, çok hoşlanmak

KESİM : Turkish Turkish

kesmek eylemi

KESİM : Turkish Turkish

ölüm, parça, °kısım, °sektör

KESİM : Turkish Turkish

ölge, bölüm

KESİM : Turkish Turkish

kesme zamanı

KESİM : Turkish Turkish

elli bir bölüm

KESİM : Turkish Turkish

ışaretlenmiş belli yer

KESİM : Turkish Turkish

terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim vermesi işi, °fason