Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZİL GİBİ : Turkish Turkish

çok sarhoş

ZILGIT : Turkish Turkish

korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama

ZILGIT VERMEK : Turkish Turkish

korkutmak, çıkışmak, azarlamak, gözdağı vermek

ZILGIT YEMEK : Turkish Turkish

azar işitmek

ZİLHİCCE : Turkish Turkish

ay takviminin on ikinci ayı, kurban ayı

ZİLKADE : Turkish Turkish

ay takviminin on birinci ayı

ZİLLET, -Tİ : Turkish Turkish

hor görülme, alçalma

ZİLLİ : Turkish Turkish

zili olan, üstünde zil bulunan

ZİLLİ : Turkish Turkish

edepsiz, şirret (kadın)

ZİLLİMAŞA : Turkish Turkish

uçlarına zil takılmış maşa biçiminde bir çalgı

ZİLLİMAŞA : Turkish Turkish

edepsiz, °şirret

ZİLSİZ : Turkish Turkish

zili olmayan

ZİLSİZ OYNAMAK : Turkish Turkish

çok sevindiğini belli etmek

ZİLYET : Turkish Turkish

ıyesi kendisi olsun, olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci

ZİLYETLİK : Turkish Turkish

ir malı kullanmakta olma durumu

ZİLZURNA : Turkish Turkish

aşırı ölçüde (sarhoş)

ZİLZURNA OLMAK : Turkish Turkish

çok içip kendini bilemeyecek duruma gelmek

ZİMAMDAR : Turkish Turkish

yönetici, işbaşında bulunan kimse

ZIMBA : Turkish Turkish

delgeç

ZIMBA : Turkish Turkish

delgeçle açılan delik

ZIMBALAMA : Turkish Turkish

zımbalamak eylemi

ZIMBALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin üzerinde zımba ile delik açmak

ZIMBALAMAK : Turkish Turkish

ıçaklamak, bıçakla vurmak, öldürmek

ZIMBALANMA : Turkish Turkish

zımbalanmak eylemi

ZIMBALANMAK : Turkish Turkish

zımbalamak eylemi yapılmak