Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZİNCİR : Turkish Turkish

irbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ

ZİNCİR : Turkish Turkish

art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi

ZİNCİR : Turkish Turkish

kesintisiz süren olaylar, nedenler vb. dizisi

ZİNCİR : Turkish Turkish

hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ. °pranga

ZİNCİR GİBİ : Turkish Turkish

art arda sıralanmış şey

ZİNCİRLEME : Turkish Turkish

zincirlemek eylemi

ZİNCİRLEME : Turkish Turkish

irbirini izleyen art arda gelen, °müteselsil, °teselsül

ZİNCİRLEME AD TAMLAMASI : Turkish Turkish

ir ad tamlamasının ikinci bir ad tamlaması kurması

ZİNCİRLEME SIFAT TAMLAMASI : Turkish Turkish

ir sıfat tamlamasına çoğu kez "-ti", kimi kez de "-siz" ya da
kişi iyelik eki getirilerek kurulan ikinci bir sıfat tamlaması

ZİNCİRLEMEK : Turkish Turkish

zincire bağlamak

ZİNCİRLEMEK : Turkish Turkish

art arda, peş peşe getirmek

ZİNCİRLENME : Turkish Turkish

zincirlenmek eylemi

ZİNCİRLENMEK : Turkish Turkish

zincirle bağlanmak

ZİNCİRLENMEK : Turkish Turkish

art arda, peş peşe sıralanmak

ZİNCİRLENMEK : Turkish Turkish

irbirine sıkıca bağlanmak

ZİNCİRLİ : Turkish Turkish

zincirle bağlı

ZİNCİRLİ : Turkish Turkish

zinciri olan

ZİNDAN : Turkish Turkish

tutuklu ya da hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer

ZİNDAN : Turkish Turkish

çok karanlık ve sıkıntılı yer

ZİNDAN GİBİ : Turkish Turkish

karanlık ya da iç sıkıcı (yer)

ZİNDANCI : Turkish Turkish

zindan bekçisi

ZİNDANDELEN : Turkish Turkish

palamut balığının iki kilodan büyük olanına verilen ad

ZİNDE : Turkish Turkish

dinç, canlı, sağlam

ZİNDELİK : Turkish Turkish

dinçlik, canlılık, sağlamlık

ZINDIK : Turkish Turkish

tanrı'ya ve ahrete inanmayan allahsız