Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

ELEKTEN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

elek yardımıyla elemek

ELEKTEN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ayıklamak

ELEKTEN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

çok sıkı incelemek

ELEKTRİFİKASYON : Turkish Turkish

elektrik enerjisini sanayi, ulaşım ve gündelik yaşama uygulama

ELEKTRİK : Turkish Turkish

maddedeki elektriksel yüklerin devinimleriyle ortaya çıkan enerji türü

ELEKTRİK : Turkish Turkish

u enerjinin konut ya da sanayide kullanılan biçimi

ELEKTRİK : Turkish Turkish

u enerjiden elde edilen aydınlanma

ELEKTRİK : Turkish Turkish

fiziğin, elektrik olaylarını inceleyen kolu

ELEKTRİK : Turkish Turkish

elektrikle çalışan

ELEKTRİK : Turkish Turkish

duygusal yakınlık

ELEKTRİK ANAHTARI ( YA DA DÜĞMESİ) : Turkish Turkish

elektrik gücünden ışık, ısı, devinim olarak yararlanmakta kullanılarak elektrik akımını sağlayan gereç

ELEKTRİK YAYI : Turkish Turkish

irbirine değmeyen iki kömür çubuk arasında elektirik akımı sırasında oluşan yay biçimindeki ışık

ELEKTRİKÇİ : Turkish Turkish

elektrik işleri yapan usta

ELEKTRİKÇİLİK : Turkish Turkish

elektrikçinin işi

ELEKTRİKGİDERİCİ : Turkish Turkish

tekstil ürünleri üzerinde oluşabilen, düzenli çalışmayı önleyen, elektrik yüklerini gidermeye yarayan aygıt

ELEKTRİKLEME : Turkish Turkish

elektriklemek eylemi

ELEKTRİKLEMEK : Turkish Turkish

üzerinde elektrik gücü bulunmayan bir iletkene, elektrikli başka bir iletkeni yaklaştırmak ya da değdirmek yoluyla elektrik gücü vermek

ELEKTRİKLENDİRME : Turkish Turkish

elektriklendirmek eylemi

ELEKTRİKLENDİRME : Turkish Turkish

ir yeri elektrik gücüyle donatma

ELEKTRİKLENDİRME : Turkish Turkish

(ortamda) gerilime neden olma

ELEKTRİKLENDİRMEK : Turkish Turkish

elektrik sağlamak

ELEKTRİKLENDİRMEK : Turkish Turkish

sinirli ve gergin bir duruma yol açmak

ELEKTRİKLENME : Turkish Turkish

elektriklenmek eylemi

ELEKTRİKLENMEK : Turkish Turkish

elektrik enerjisiyle yüklü duruma gelmek

ELEKTRİKLENMEK : Turkish Turkish

sinirli ve gergin bir duruma gelmek, gerginleşmek