Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EROSÇULUK : Turkish Turkish

cinsel duygu ve isteklerine çok düşkün olma durumu, °erotizm

EROTİK : Turkish Turkish

aşkla ilgili olan, aşkı anlatan, kösnül, erosal, °şehevi, °şehvani

EROTİK : Turkish Turkish

cinsel aşkla, cinsiyetle ilişkisi olan, kösnül, erosal

EROTİZM : Turkish Turkish

erosçuluk

EROTİZM : Turkish Turkish

kösnüllük, °şehvaniyet

EROZYON : Turkish Turkish

aşınma

ERSELİK : Turkish Turkish

erdişi

ERSELİKLİK : Turkish Turkish

erdişilik

ERSİZ : Turkish Turkish

kocasız

ERSİZLİK : Turkish Turkish

kocasızlık

ERSUYU : Turkish Turkish

atmık, °meni, °sperm, °sperma

ERTE : Turkish Turkish

ir günün ya da olayın arkasından gelen zaman

ERTELEME : Turkish Turkish

ertelemek eylemi, °tehir, °tecil

ERTELEMEK : Turkish Turkish

aşka zamana bırakmak, ºtehir etmek, ºtecil etmek

ERTELENİŞ : Turkish Turkish

ertelenmek eylemi ya da biçimi

ERTELENMEK : Turkish Turkish

daha sonraki bir zamana bırakılmak

ERTELETMEK : Turkish Turkish

ertelemek eylemini yaptırmak

ERTELEYİŞ : Turkish Turkish

ertelemek eylemi ya da biçimi

ERTESİ : Turkish Turkish

ir günün, bir haftanın, bir ayın, bir yılın ardından gelen günü, haftayı, ayı ya da yılı gösterir

ERVAH : Turkish Turkish

uhlar

ERVAHINA YUF OLSUN : Turkish Turkish

sövme sözü olarak kullanılır

ERZAK, -KI : Turkish Turkish

uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı

ES : Turkish Turkish

notada duraklama zamanı ve bunu gösteren imin adı, sus

: Turkish Turkish

irbirinin aynı olan ya da birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

: Turkish Turkish

denk, eşit