Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EŞCİNSELLİK : Turkish Turkish

eşcinsel olma durumu, °homoseksüellik

EŞDAĞILIM : Turkish Turkish

ir maddenin bir özelliğin bir bütünün çeşitli parçalarına eşit dağılımı

EŞDEĞER : Turkish Turkish

değer yönünden birbirine eşit olan (şey) °muadil

EŞDEĞERLİ : Turkish Turkish

değerleri eşit olan

EŞDEĞERLİ : Turkish Turkish

eşbiçimli olmadıkları halde yüz ya da oylum ölçümleri eşit bulunan (biçim)

EŞDEĞERLİ : Turkish Turkish

cebirde karşılıklı olarak çözümleri aynı olan (denklem sistemleri)

EŞDEĞERLİK : Turkish Turkish

eşdeğer olma durumu, muadelet

EŞDEPREM : Turkish Turkish

çeşitli yerlerde aynı şiddette kaydedilen deprem

EŞDEPREM EĞRİSİ : Turkish Turkish

yer sarsıntısının aynı şiddette kaydedilen bütün noktalarını birleştiren çizgi

EŞDEPREMSEL : Turkish Turkish

depremin aynı şiddette belirlendiği bütün noktaları birleştiren "eşdepremsel eğri" teriminde geçer

EŞDERİNLİK : Turkish Turkish

su ya da karadaki eş derinlikli noktaları birleştiren "eşderinlik eğrisi" teriminde geçer

EŞDÜZEYLEMEK : Turkish Turkish

eşdüzeye getirmek

EŞDÜZEYLENMEK : Turkish Turkish

eşdüzeye getirilmek

EŞDÜZLEMLİ : Turkish Turkish

düzlemdeş

ESEF : Turkish Turkish

acınma, yerinme

ESEF ETMEK : Turkish Turkish

üzülmek, acınmak

ESEFLE : Turkish Turkish

üzülerek, acınarak

ESEFLENMEK : Turkish Turkish

acınmak

EŞEĞİ DÜĞÜNE ÇAĞIRMIŞLAR, "YA SU LAZIMDIR, YA ODUN" DEMİŞ : Turkish Turkish

yersiz ya da zamansız yapılan ikramlara her zaman bir karşılık beklendiğini anlatır

EŞEK : Turkish Turkish

atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, °merkep (equus asinus)

EŞEK : Turkish Turkish

kaba, yeteneksiz, inatçı kimse

EŞEK BAŞI : Turkish Turkish

yetkisi önemsenmeyen, gücünü gerektiği gibi göstermeyen kimse

EŞEK CENNETİ : Turkish Turkish

öbür dünya

EŞEK DERİSİ GİBİ : Turkish Turkish

derisi çok kalın

EŞEK DERİSİ GİBİ : Turkish Turkish

utanmaz, yüzsüz