Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
: Turkish Turkish

karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, °refik, °refika

: Turkish Turkish

irlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri

: Turkish Turkish

kuma, ortak

: Turkish Turkish

arkadaş

: Turkish Turkish

etene, son, °meşime, °plasenta

: Turkish Turkish

ıkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden herbirinin öbürüne göre durumu

EŞ DOST : Turkish Turkish

tanıdıklar

ES GEÇMEK : Turkish Turkish

üzerinde durmamak, boş vermek, önemsememek

EŞ TUTMAK : Turkish Turkish

talimde ya da oyunda ikişer olmak için arkadaş seçmek

EŞAÇILI : Turkish Turkish

açıları eşit olan, °izogonal

ESAMİ : Turkish Turkish

adlar, isimler, °esame

ESAMİSİ OKUNMAMAK : Turkish Turkish

kendisine değer verilmemek, adı anılmamak

EŞANLAM : Turkish Turkish

sözcükler arasında anlam birliği olması durumu

EŞANLAMLI : Turkish Turkish

anlamları aynı ya da birbirine çok yakın olan (sözcükler), anlamdaş, °müteradif, °sinonim

EŞANLAMLILIK : Turkish Turkish

eşanlamlı olma durumu, anlamdaşlık

ESANS : Turkish Turkish

itkilerden türlü yollarla çıkarılan ya da kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı, koku, °ıtır, °parfüm

ESANSLI : Turkish Turkish

ileşiminde esans bulunan, kokulu

EŞANTİYON : Turkish Turkish

ir ürün ya da malın niteliğini tanıtmak amacıyla o maldan verilen örnek parça, örnek, °numune

ESARET, -Tİ : Turkish Turkish

tutsak olanın durumu, tutsaklık, kölelik, esirlik

ESARET, -Tİ : Turkish Turkish

aşırı bağımlılık

EŞARP, -BI : Turkish Turkish

aşörtüsü

ESAS : Turkish Turkish

ir şeyin özünü oluşturan ana öğe, temel

ESAS : Turkish Turkish

(bir iş ya da sözde) doğru biçim

ESAS : Turkish Turkish

ana, temel olarak alınan, başlıca, asal

ESAS DURUŞ (VAZİYET) : Turkish Turkish

hazır ol durumu