Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ESER KALMAMAK : Turkish Turkish

hiçbir belirti, iz olmamak

ESERİCEDİT : Turkish Turkish

"büyük boy yazı kâğıdı" anlamında kullanılan "esericedit kâğıdı" kalıbında geçer

ESERMEK : Turkish Turkish

akmak, beslemek, yetiştirmek

ESERMEK BESERMEK : Turkish Turkish

emek vererek ortaya çıkarmak

EŞEY : Turkish Turkish

ireye, üreme işinde ayrı bir görev veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren özel yaradılış, cinslik, °cinsiyet

EŞEY : Turkish Turkish

ir organizmanın dişi ya da erkek olarak sınıflandırılmasını sağlayan görev, yapı ve karakter topluluğu

EŞEYLİ : Turkish Turkish

erkek ya da dişi eşeyden birine sahip olan, diğer eşey olmadan üreyemeyen cinsliği olan

EŞEYLİ ÜREME : Turkish Turkish

eşey gözeleri oluşturarak üreme

EŞEYLİLİK : Turkish Turkish

eşeyli canlının durumu

EŞEYSEL : Turkish Turkish

cinsel, °cinsi

EŞEYSELLİK : Turkish Turkish

eşeysel olma durumu

EŞEYSİZ : Turkish Turkish

eşeyi olmayan, ºcinsliksiz

EŞEYSİZ ÇOĞALMA : Turkish Turkish

eşey gözeleri oluşturmaksızın, bölünme yoluyla çoğalma

EŞEYSİZLİK : Turkish Turkish

eşeysiz olma durumu

EŞGRUPLU : Turkish Turkish

aynı kan grubundan olan

EŞGÜDÜM : Turkish Turkish

elli bir amaca ulaşmak için türlü işler arasında bağlantı, uyum, düzen sağlama, °koordinasyon

EŞGÜDÜMCÜ : Turkish Turkish

türlü işler arasında düzen ve uyum sağlayan (kimse), °koordinatör

EŞGÜDÜMLEMEK : Turkish Turkish

ir işte ya da kimi işlerde, birimler arasında birlikte işlerliği, uyumu, düzeni ve iş akışını sağlamak, ºkoordine etmek

EŞGÜDÜMLÜ : Turkish Turkish

aralarında eşgüdüm bulunan, °koordine

EŞGÜDÜMLÜLÜK : Turkish Turkish

eşgüdümlü olma durumu

EŞGÜDÜMSEL : Turkish Turkish

eşgüdümle ilgili, eşgüdüm yönünden, °koordine

ESHAM : Turkish Turkish

paylar, hisseler

ESHAM : Turkish Turkish

orç alınan bir paranın belirli zamanda ödeneceğini gösteren senetler

EŞHAS : Turkish Turkish

kişiler, şahıslar

EŞHAS : Turkish Turkish

ir olayda ya da yazınsal bir yapıtta yer alan kişiler