Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EZBERLENMEK : Turkish Turkish

ezberlemek eylemi yapılmak

EZBERLETMEK : Turkish Turkish

ezberlemesini sağlamak

EZBERLEYİŞ : Turkish Turkish

ezberlemek eylemi ya da biçimi

EZCÜMLE : Turkish Turkish

aşlıca, bellibaşlı olarak, esas olarak

EZCÜMLE : Turkish Turkish

örnek olarak

EZDİRMEK, EZDİRTMEK : Turkish Turkish

ezmek eylemini yaptırmak

EZDİRMEK, EZDİRTMEK : Turkish Turkish

(birisinin, kendisinin) baskı altında tutulmasına göz yummak

EZEL : Turkish Turkish

aşlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik

EZELİ : Turkish Turkish

aşlangıcı olmayan, öncesiz

EZELİ : Turkish Turkish

eski

EZGİ : Turkish Turkish

elli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, °nağme, °melodi

EZGİ : Turkish Turkish

ir müzik parçasında baştan sona değin belirli yerlerde yinelenen ses dizisi

EZGİ : Turkish Turkish

kulağa hoş gelen ses ya da söz dizisi

EZGİ : Turkish Turkish

gidiş, yol, °tarz, °tempo

EZGİ : Turkish Turkish

üzüntü, sıkıntı

EZGİ : Turkish Turkish

ses tonu, vurgu, ses perdesinin oluşturduğu söyleyiş örüntüsü

EZGİLEME : Turkish Turkish

söz söylerken sese özel bir titreme verme

EZGİLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

sesi ezgili, kulağa hoş gelecek duruma getirmek

EZGİLİ : Turkish Turkish

ezgisi olan, °melodik

EZGİN : Turkish Turkish

paraca durumu bozuk olan (kimse)

EZGİN : Turkish Turkish

çok cefa görmüş (kimse)

EZGİN : Turkish Turkish

çürük, ezik meyve

EZGİNLİK : Turkish Turkish

ezgin olma durumu

EZGİNLİK : Turkish Turkish

açlık duygusunu andıran bir tedirginlik

EZGİNLİK : Turkish Turkish

üzüntü, sıkıntı