Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BELT BUCKLE : English Turkish Redhouse

kemer tokası

BELT UP! : English Turkish Redhouse

konuşma diliSus! Çeneni kapa!

BEMOAN : English Turkish Redhouse

e.moanbîmon' fiil (bir şeyden) ağlayıp sızlayarak şikâyet etmek, inleyerek yakınmak; üzüntüsünü belirtmek

BEMUSED : English Turkish Redhouse

e.musedbîmyuzd' sıfat
şaşkın.
dalgın

BENCH : English Turkish Redhouse

enchbenç isim sıra, bank

BENCH MARK : English Turkish Redhouse

röper, röper noktası, seviye işareti.
denektaşı, ölçüt, kıstas

BEND : English Turkish Redhouse

endbend fiil (bent/[eski] bended)
eğmek, bükmek, kıvırmak; eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
denizcilikle ilgili bağlamak. isim
kıvrım.
dirsek.
dönemeç, viraj.
denizcilikle ilgili bağ, düğüm

BEND TO : English Turkish Redhouse

(bir şeye) aklı yatmak

BEND TOWARDS : English Turkish Redhouse

(bir şeye) aklı yatmak

BENDABLE : English Turkish Redhouse

end.ablesıfat eğilir, eğrilir, bükülür

BENDS : English Turkish Redhouse

endsbendz isim bakınız the bends

BENEATH : English Turkish Redhouse

e.neathbînith' zarf aşağıdan; aşağıda; aşağıya: The sea beneath was blue. Aşağıdaki deniz maviydi. From beneath there came a voice. Aşağıdan bir ses geldi. edat altında: beneath the tree ağacın altında

BENEATH CONTEMPT : English Turkish Redhouse

aşağılık, rezil

BENEDICTION : English Turkish Redhouse

en.e.dic.tionbenıdîk'şın isim kutsama, takdis

BENEFACTION : English Turkish Redhouse

en.e.fac.tionbenıfäk'şın isim
hayır işine para bağışlama.
hayır işine bağışlanan para, bağış

BENEFACTOR : English Turkish Redhouse

en.e.fac.torben'ıfäktır isim hayır işine para bağışlayan, bağışçı

BENEFICENCE : English Turkish Redhouse

e.nef.i.cenceisim
yardımseverlik; cömertlik.
hayır işine bağışlanan para, bağış

BENEFICENT : English Turkish Redhouse

e.nef.i.centbınef'ısınt sıfat
yardımsever, cömert.
iyi, hayırlı

BENEFICIAL : English Turkish Redhouse

en.e.fi.cialbenıfîş'ıl sıfat hayırlı; yararlı, faydalı

BENEFICIALLY : English Turkish Redhouse

en.e.fi.cial.lyzarf yararlı bir şekilde

BENEFICIARY : English Turkish Redhouse

en.e.fi.ci.ar.ybenıfîş'iyeri isim
yararlanan kimse.
mirasçı, vâris

BENEFIT : English Turkish Redhouse

en.e.fitben'ıfît isim yarar, fayda. fiil
in yararına olmak,
e yararlı olmak,
e yararı dokunmak; from
den yararlanmak,
den faydalanmak,
den istifade etmek: This change will benefit you. Bu değişiklik sana iyi gelecek. This would benefit by the addition of some salt. Buna biraz tuz eklenirse iyi olur. We have greatly benefited from your advice. Nasihatinizden çok istifade ettik

BENEFIT CONCERT : English Turkish Redhouse

yardım amacıyla düzenlenen konser

BENEVOLENCE : English Turkish Redhouse

e.nev.o.lenceisim
yardımseverlik; cömertlik.
bağış

BENEVOLENT : English Turkish Redhouse

e.nev.o.lentbınev'ılınt sıfat
yardımsever; cömert.
kâr gayesi gütmeyen (kurum v.b.).
iyi, hayırlı