English To Turkish
DRIVE A HARD BARGAIN : English Turkish Redhouse
sıkı bir pazarlık yapmak; sıkı bir pazarlık yaparak ayrlı bir sonuç elde etmek
DRIVE AT : English Turkish Redhouse
demek istemek, kastetmek
DRIVE AWAY : English Turkish Redhouse
kovmak, defetmek.
arabayla uzaklaşmak/ayrılmak
DRIVE BACK : English Turkish Redhouse
arabayla geri dönmek.
püskürtmek, geri dönmek zorunda bırakmak
DRIVE BY : English Turkish Redhouse
arabayla geçmek; arabayla önünden geçmek
DRIVE INTO A CORNER : English Turkish Redhouse
köşeye sıkıştırmak, kıstırmak
DRIVE MAD : English Turkish Redhouse
çıldırtmak
DRIVE OFF : English Turkish Redhouse
kovmak, defetmek.
arabayla uzaklaşmak/ayrılmak
DRIVE OUT : English Turkish Redhouse
kovmak, defetmek
DRIVE SOMEONE APE : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirini delirtmek
DRIVE SOMEONE BANANAS : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirini çıldırtmak
DRIVE SOMEONE TO DISTRACTION : English Turkish Redhouse
irini deli etmek, birini deliye çevirmek
DRIVE SOMEONE TO THE WALL : English Turkish Redhouse
birini iflas ettirmek; birini iflasa sürüklemek; birini iflasın eşiğine getirmek.
birini çok zor bir duruma sokmak, birini köşeye sıkıştırmak
DRIVE SOMEONE UP AGAINST THE WALL : English Turkish Redhouse
birini iflas ettirmek; birini iflasa sürüklemek; birini iflasın eşiğine getirmek.
birini çok zor bir duruma sokmak, birini köşeye sıkıştırmak
DRIVE SOMEONE UP THE WALL : English Turkish Redhouse
irini deliye döndürmek, birini zıvanadan çıkarmak
DRIVE SOMEONE WILD : English Turkish Redhouse
birini çıldırtmak.
birini çılgına çevirmek, birini çok kızdırmak
DRIVE-IN : English Turkish Redhouse
drive-inisim
müşterilerine arabalarında servis yapan lokanta.
seyircilerin arabaları içinde oturarak seyrettikleri açık hava sineması. sıfat
müşterilerine arabalarında servis yapan (lokanta).
seyircilerin arabaları içinde oturarak seyrettikleri (açık hava sineması)
DRIVE-IN WINDOW : English Turkish Redhouse
müşterilerine arabalarında hizmet veren banka gişesi
DRIVEL : English Turkish Redhouse
driv.eldrîv'ıl fiil (driveled/drivelled, driveling/drivelling)
salyası akmak.
saçmalamak. isim saçma sapan söz
DRIVEN : English Turkish Redhouse
driv.endrîv'ın fiil bakınız drive
DRIVER : English Turkish Redhouse
driv.erdray'vır isim
sürücü, şoför.
bilgisayar uyumcu
DRIVER'S LICENSE : English Turkish Redhouse
ehliyet, sürücü belgesi
DRIVEWAY : English Turkish Redhouse
drive.wayisim evin garaqını sokağa bağlayan yol
DRIVING : English Turkish Redhouse
driv.ingdray'vîng isim sürme, sürüş. sıfat
enerqik, canlı, dinamik.
şiddetli, sert
DRIVING RAIN : English Turkish Redhouse
şiddetli yağmur
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani