English To Turkish
JUICE : English Turkish Redhouse
juicecus isim
özsu.
sebze, meyve veya et suyu.
argo cereyan, elektrik.
argo benzin.
argo kuvvet, enerji
JUICELESS : English Turkish Redhouse
juice.lesssıfat özü veya suyu olmayan, kuru
JUICY : English Turkish Redhouse
juicysıfat
özlü, sulu.
ilginç, ilgi çekici
JUJITSU : English Turkish Redhouse
ju.jit.sucucît'su isim, spor qiuqitsu
JUJUBE : English Turkish Redhouse
ju.jubecu'cub isim, botanik hünnap, çiğde
JUKEBOX : English Turkish Redhouse
juke.boxcuk'baks isim para ile plak çalan otomatik pikap
JULY : English Turkish Redhouse
Ju.lycûlay', cu'lay' isim temmuz
JUMBLE : English Turkish Redhouse
jum.blec^m'bıl isim karmakarışık şey; karışıklık, düzensizlik. fiil karmakarışık olmak; karmakarışık etmek
JUMBO : English Turkish Redhouse
jum.boc^m'bo sıfat çok büyük, kocaman
JUMP : English Turkish Redhouse
jumpc^mp fiil
atlamak, sıçramak, zıplamak; sıçratmak, zıplatmak, fırlatmak, atlatmak.
üzerinden atlamak.
(fiyat) fırlamak
JUMP A TRAIN : English Turkish Redhouse
trene atlamak
JUMP AT A CONCLUSION : English Turkish Redhouse
acele hüküm vermek
JUMP BAIL : English Turkish Redhouse
konuşma dili(kefaletle tahliye edilen sanık) hazır bulunması gereken duruşmaya gelmemek
JUMP DOWN SOMEONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirini sert bir şekilde azarlamak, birini haşlamak, birine sapartayı vermek
JUMP ON : English Turkish Redhouse
konuşma dili-e saldırmak,
e çatmak
JUMP ON THE BANDWAGON : English Turkish Redhouse
konuşma dilibaşkalarının yaptığı bir eyleme katılmak
JUMP ONE'S BAIL : English Turkish Redhouse
kefalet altındayken duruşmaya gelmemek
JUMP OUT OF ONE'S SKIN : English Turkish Redhouse
hayretle yerinden sıçramak; ödü kopmak, ödü patlamak
JUMP OUT OF THE FRYING PAN INTO THE FIRE : English Turkish Redhouse
yağmurdan kaçıp doluya tutulmak
JUMP SHIP : English Turkish Redhouse
(tayfa) gemiyi haber vermeden terketmek
JUMP THE GUN : English Turkish Redhouse
konuşma dilivaktinden önce davranmak/hareket etmek/başlamak
JUMP THE TRACK : English Turkish Redhouse
(tren) raydan çıkmak
JUMPER : English Turkish Redhouse
jump.erc^m'pır isim
bluz veya kazak üzerine giyilen kolsuz elbise.
çocuklara giydirilen pantolonlu ceket, tulum.
İngiliz İngilizcesi kazak
JUMPING-OFF PLACE : English Turkish Redhouse
dünyanın öbür ucu.
başlama noktası, başlangıç noktası
JUMPY : English Turkish Redhouse
jump.yc^m'pi sıfat sinirli, sinirleri gergin, diken üstünde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani