Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
JUN. : English Turkish Redhouse

Jun.kısaltma «June» Junior

JUNCTION : English Turkish Redhouse

junc.tionc^ngk'şın isim
bitişme, birleşme.
birleşme yeri, kavşak.
demiryolu makas

JUNCTION BOX : English Turkish Redhouse

elektrikbuat, kutu

JUNCTURE : English Turkish Redhouse

junc.turec^ngk'çır isim
bitişme, bağlantı.
oynak yeri.
dikiş yeri.
önemli an.
aralık, zaman

JUNE : English Turkish Redhouse

Junecun isim haziran

JUNE BUG : English Turkish Redhouse

haziranböceği

JUNEBERRY : English Turkish Redhouse

June.ber.rycun'beri isim kayaarmudu

JUNGLE : English Turkish Redhouse

jun.glec^ng'gıl isim cengel, cangıl

JUNIOR : English Turkish Redhouse

jun.iorcun'yır sıfat
yaşça küçük.
kıdemce aşağı, ast.
iki kişiden küçük olanı.
büyük harf ile küçük (babasıyla aynı adı taşıyan kimsenin adına eklenir).
spor genç. isim
yaşça küçük kimse.
mevki veya kıdemce küçük olan kimse.
lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi

JUNIOR COLLEGE : English Turkish Redhouse

üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul

JUNIOR HIGH SCHOOL : English Turkish Redhouse

ilkokul ve lise arasındaki
,
ve
sınıfları kapsayan ortaokul

JUNIPER : English Turkish Redhouse

ju.ni.percu'nıpır isim ardıç

JUNK : English Turkish Redhouse

junkc^ngk isim Çin yelkenlisi

JUNK FOOD : English Turkish Redhouse

tadı güzel, besin değeri az olan yiyecek

JUNK HEAP : English Turkish Redhouse

argohurdası çıkmış araba

JUNK MAIL : English Turkish Redhouse

eklam olarak gelen posta

JUNKIE : English Turkish Redhouse

junk.iec^ng'ki isim, argo keş, uyuşturucu bağımlısı; eroinman

JUNKMAN : English Turkish Redhouse

junk.manc^ngk'mın isim (qunkmen) eskici; hurdacı

JUNKYARD : English Turkish Redhouse

junk.yardc^ngk'yard isim hurda deposu, hurdalık

JUNTA : English Turkish Redhouse

jun.tacın'tı, hûn'tı isim cunta

JUPITER : English Turkish Redhouse

Ju.pi.tercu'pıtır isim Jüpiter, Erendiz

JURISDICTION : English Turkish Redhouse

ju.ris.dic.tioncûrîsdîk'şın isim
hukuk yargı hakkı, yargılama hakkı.
yetki.
hükümet, hükümetin nüfuz dairesi

JURISPRUDENCE : English Turkish Redhouse

ju.ris.pru.dencecûrîspru'dıns isim hukuk ilmi, hukuk

JURIST : English Turkish Redhouse

ju.ristcûr'îst isim hukuk ilmi uzmanı; hukukçu

JUROR : English Turkish Redhouse

ju.rorcûr'ır isim qüri üyesi