Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
MAKE A POINT : English Turkish Redhouse

(bir konuşma sırasında) önemli bir şey söylemek.
spor (sporcu/spor takımı) puan kazanmak.
(av köpeği) ferma etmek, fermaya oturmak

MAKE A POINT OF : English Turkish Redhouse

(bir şeyi) mahsus/özellikle yapmak: He made a point of speaking to her. Özellikle ona selam verdi

MAKE A PRACTICE OF DOING SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şeyi âdet edinmek

MAKE A ROW : English Turkish Redhouse

konuşma dilikavga çıkarmak, hır çıkarmak, kıyameti koparmak, çıngar çıkarmak

MAKE A SHOW OF : English Turkish Redhouse

gibi yapmak,
mişçesine davranmak: They made a show of resistance. Karşı koyar gibi yaptılar

MAKE A SPEECH : English Turkish Redhouse

ir konuşma yapmak

MAKE A STAB AT : English Turkish Redhouse

-i denemek

MAKE A STAND : English Turkish Redhouse

(düşmana karşı) direnmek, direnerek savaşmak

MAKE A STAND AGAINST : English Turkish Redhouse

(düşmana karşı) direnmek, direnerek savaşmak

MAKE A TRAVESTY OF : English Turkish Redhouse

-i gülünç/rezil bir hale sokmak

MAKE A VOW TO DO SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şey yapmaya ant içmek

MAKE A WISH : English Turkish Redhouse

dilekte bulunmak; niyet tutmak

MAKE A WRY FACE : English Turkish Redhouse

yüzünü ekşitmek/buruşturmak

MAKE AFTER : English Turkish Redhouse

takip etmek, kovalamak

MAKE ALLOWANCE FOR : English Turkish Redhouse

-i hesaba katmak

MAKE AMENDS TO SOMEONE FOR SOMETHING : English Turkish Redhouse

bir şeyin zararını telafi etmek.
birinden bir şey için özür dilemek

MAKE AN EXAMPLE OF : English Turkish Redhouse

ibret olsun diye
i cezalandırmak

MAKE AN EXAMPLE OF SOMEONE : English Turkish Redhouse

irini ibret olsun diye cezalandırmak

MAKE AN EXHIBITION OF ONESELF : English Turkish Redhouse

kendini rezil etmek

MAKE AS IF : English Turkish Redhouse

yapar gibi görünmek

MAKE AWAY WITH : English Turkish Redhouse

alıp götürmek, yürütmek

MAKE BELIEVE : English Turkish Redhouse

-i (bir şey) olarak düşünmek/hayal etmek: Make believe you're a king. Kendini kral olarak düşün

MAKE BOLD : English Turkish Redhouse

cüret göstermek, cesaret etmek

MAKE BOLD TO : English Turkish Redhouse

-e cesaret etmek,
e cüret etmek

MAKE BOTH ENDS MEET : English Turkish Redhouse

konuşma dili(para açısından) idare etmek