Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
ON DUTY : English Turkish Redhouse

görev başında

ON EASY STREET : English Turkish Redhouse

hali vakti yerinde, varlıklı

ON FILE : English Turkish Redhouse

dosyaya geçirilmiş (evrak)

ON FOOT : English Turkish Redhouse

yaya olarak

ON HAND : English Turkish Redhouse

elde; hazır

ON HIS MERITS : English Turkish Redhouse

değerine göre

ON HORSEBACK : English Turkish Redhouse

ata binmiş, at sırtında

ON ICE : English Turkish Redhouse

argoyedekte

ON LEAVE : English Turkish Redhouse

izinli

ON LOAN : English Turkish Redhouse

ödünç olarak

ON LOCATION : English Turkish Redhouse

sinema, televizyonstüdyo dışında yapılan (çekim)

ON NO ACCOUNT : English Turkish Redhouse

asla, katiyen

ON ONE'S LAST LEGS : English Turkish Redhouse

ölmek üzere.
çok bitkin durumda

ON ONE'S MIND : English Turkish Redhouse

aklında, hatırında

ON ONE'S OWN : English Turkish Redhouse

kendi hesabına, kendi başına

ON ONE'S OWN INITIATIVE : English Turkish Redhouse

kendi inisiyatifini kullanarak

ON PAPER : English Turkish Redhouse

kâğıt üzerinde kalan

ON PAROLE : English Turkish Redhouse

şartlı olarak tahliye edilmiş

ON PINS AND NEEDLES : English Turkish Redhouse

huzursuz, endişeli, diken üstünde

ON PURPOSE : English Turkish Redhouse

mahsus, bile bile, kasten

ON RECORD : English Turkish Redhouse

kaydedilen, kayıtlı, kaydı olan

ON REQUEST : English Turkish Redhouse

istek üzerine, istenildiği zaman

ON SCHEDULE : English Turkish Redhouse

tam zamanında, vaktinde, tarifede belirtilen zamanda

ON SECOND THOUGHT : English Turkish Redhouse

Yok,
.. (Az önce verilmiş bir karardan vazgeçince söylenir.): On second thought, let's not go. Yok, gitmeyelim.
Düşündüm de
..: On second thought, maybe you should buy that house. Düşündüm de, o evi alsan iyi olur galiba

ON SHORE : English Turkish Redhouse

kıyıda