Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PLED : English Turkish Redhouse

pledpled fiil bakınız plead

PLEDGE : English Turkish Redhouse

pledgeplec isim
ant, söz, vaat.
işaret: It was a pledge of their friendship. Arkadaşlıklarının bir işaretiydi.
teminat; rehin.
bağışlanacağına dair söz verilmiş olan para. fiil
ant içmek, söz vermek, vaat etmek.
(belirli bir miktar para) bağışlamaya söz vermek.
i teminat veya rehin olarak vermek;
i rehine koymak

PLENARY : English Turkish Redhouse

ple.na.rypli'nıri, plen'ıri sıfat
tam; sınırsız: plenary authority tam yetki.
bütün üyelerin hazır bulunduğu (toplantı, kurul)

PLENIPOTENTIARY : English Turkish Redhouse

plen.i.po.ten.ti.ar.yplenîpıten'şiyeri, plenîpıten'şıri sıfat tam yetkisi olan. isim tam yetkili elçi

PLENTEOUS : English Turkish Redhouse

plen.te.ousplen'tiyıs sıfat çok, bol, bereketli

PLENTIFUL : English Turkish Redhouse

plen.ti.fulplen'tîfıl sıfat
çok, bol.
bereketli, verimli

PLENTY : English Turkish Redhouse

plen.typlen'ti isim bolluk

PLENTY OF : English Turkish Redhouse

ol miktarda, bol

PLEURA : English Turkish Redhouse

pleu.raplûr'ı isim, anatomi (pleurae/pleuras) plevra, göğüs zarı

PLIABLE : English Turkish Redhouse

pli.a.bleplay'ıbıl sıfat
esnek, bükülgen.
uysal, yumuşak

PLIANT : English Turkish Redhouse

pli.antplay'ınt sıfat
esnek, bükülgen.
uysal, yumuşak

PLIERS : English Turkish Redhouse

pli.ersplay'ırz isim, çoğul kerpeten, pense, kıskaç

PLIGHT : English Turkish Redhouse

plightplayt isim kötü durum

PLOD : English Turkish Redhouse

plodplad fiil (plodded, plodding) (along) ayaklarını sürümek, ağır adımlarla yürümek

PLOD AWAY AT : English Turkish Redhouse

(bir işte) şevksiz bir şekilde çalışmak; (bir işi) hevessizce sürdürmek

PLOP : English Turkish Redhouse

plopplap fiil (plopped, plopping) into
e cup diye düşmek,
e cumbadak düşmek. isim cumburtu, suya düşen ağır bir cismin çıkardığı ses. zarf cup diye, cumburlop, cumbadak

PLOP ONESELF DOWN ON : English Turkish Redhouse

(bir yere) lop diye oturmak

PLOP SOMETHING DOWN ON : English Turkish Redhouse

(bir şeyi)
in üzerine pat diye koyuvermek

PLOT : English Turkish Redhouse

plotplat isim
arsa, parsel.
hikâyenin konusu.
komplo, entrika, gizli plan. fiil (plotted, plotting)
planını çizmek; haritasını çıkarmak.
komplo kurmak, entrika çevirmek

PLOTTER : English Turkish Redhouse

plot.terisim komplocu, entrikacı

PLOUGH : English Turkish Redhouse

ploughplau isim, İngiliz İngilizcesi bakınız plow

PLOW : English Turkish Redhouse

plowplau isim saban, pulluk. fiil
(toprağı, tarlayı) sabanla sürmek, pullukla sürmek.
through
i yarıp geçmek, yol açıp arasından geçmek

PLOW BACK : English Turkish Redhouse

(kârı) tekrar işe yatırmak

PLOW INTO : English Turkish Redhouse

konuşma dili
e hızla çarpmak.
e girişmek.
e (para) yatırmak

PLOW THROUGH A BOOK : English Turkish Redhouse

ir kitabı güçlükle okuyup bitirmek