English To Turkish
PLAYGROUND : English Turkish Redhouse
play.groundpley'graund isim oyun alanı
PLAYHOUSE : English Turkish Redhouse
play.housepley'haus isim
tiyatro.
çocukların içinde oynadıkları küçük ev
PLAYING : English Turkish Redhouse
play.ingpley'îng sıfat bakınız playing card
PLAYING CARD : English Turkish Redhouse
oyun kâğıdı, iskambil kâğıdı
PLAYMATE : English Turkish Redhouse
play.matepley'meyt isim oyun arkadaşı
PLAYOFF : English Turkish Redhouse
play.offpley'ôf isim, spor rövanş maçı, rövanş
PLAYPEN : English Turkish Redhouse
play.penpley'pen isim portatif çocuk parkı
PLAYTHING : English Turkish Redhouse
play.thingpley'thîng isim oyuncak
PLAYWRIGHT : English Turkish Redhouse
play.wrightpley'rayt isim oyun yazarı
PLAZA : English Turkish Redhouse
pla.zapla'zı, pläz'ı isim meydan, çarşı yeri
PLEA : English Turkish Redhouse
pleapli isim
yalvarma, rica.
hukuk iddia, ifade.
hukuk dava.
hukuk itiraz.
bahane, mazeret, özür
PLEAD : English Turkish Redhouse
pleadplid fiil (pleaded/pled)
yalvarmak, rica etmek.
hukuk dava açmak.
iddia etmek.
mazeret olarak göstermek, bahane etmek
PLEAD GUILTY : English Turkish Redhouse
hukuksuçu kabul etmek
PLEAD NOT GUILTY : English Turkish Redhouse
hukuksuçu reddetmek
PLEASANT : English Turkish Redhouse
pleas.antplez'ınt sıfat hoş, güzel, tatlı, latif
PLEASANTRY : English Turkish Redhouse
pleas.ant.ryplez'ıntri isim latife; hoş söz
PLEASE : English Turkish Redhouse
pleasepliz fiil
sevindirmek, hoşnut etmek, memnun etmek.
hoşuna gitmek. zarf lütfen: Please give me the salt./Please pass the salt. Lütfen tuzu verir misiniz?
PLEASE ONESELF : English Turkish Redhouse
canının istediği gibi hareket etmek, hoşuna gideni yapmak
PLEASE THE EYE : English Turkish Redhouse
göze hoş görünmek, gözü okşamak
PLEASED : English Turkish Redhouse
pleasedsıfat memnun
PLEASING : English Turkish Redhouse
pleas.ingpli'zîng sıfat hoş, sevimli, tatlı
PLEASURE : English Turkish Redhouse
pleas.urepleq'ır isim
zevk, sevinç, keyif, memnuniyet.
lütuf, şeref: May I have the pleasure of this dance? Bu dansı bana lütfeder misiniz? Will you do me the pleasure of accepting this invitation? Bu daveti kabul buyurur musunuz? Fahrettin Bey rejuests the pleasure of your company at the wedding of his daughter. Fahrettin Bey kızının nikâhını onurlandırmanızı rica ediyor
PLEAT : English Turkish Redhouse
pleatplit isim pli, plise. fiil pli yapmak
PLEBISCITE : English Turkish Redhouse
pleb.i.scitepleb'ısayt isim plebisit
PLECTRUM : English Turkish Redhouse
plec.trumplek'trım isim, müzik (plectra) mızrap, çalgıç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani