Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

PLATITUDE : English Turkish Redhouse

plat.i.tudeplät'ıtud isim
yavan söz, basmakalıp söz.
yavanlık, tatsızlık

PLATO : English Turkish Redhouse

Pla.topley'to isim Eflatun, Platon

PLATONIC : English Turkish Redhouse

Pla.ton.icplıtan'îk sıfat Eflatun veya felsefesine ait, Platonik

PLATONIC LOVE : English Turkish Redhouse

platonik sevgi

PLATONISM : English Turkish Redhouse

Pla.to.nismpley'tınîzım isim Eflatunculuk, Platonculuk

PLATOON : English Turkish Redhouse

pla.toonplıtun' isim müfreze, takım

PLATTER : English Turkish Redhouse

plat.terplät'ır isim servis tabağı

PLAUSIBLE : English Turkish Redhouse

plau.si.bleplô'zıbıl sıfat akla yakın, makul

PLAY : English Turkish Redhouse

playpley fiil
oynamak; oynatmak.
(çalgı, müzik) çalmak.
tiyatro oynamak, canlandırmak. isim
oyun.
sahne oyunu, piyes.
şaka.
hareket serbestliği

PLAY A JOKE ON SOMEONE : English Turkish Redhouse

irine şaka yapmak, birine oyun oynamak

PLAY A PART : English Turkish Redhouse

ir rolü oynamak

PLAY AT : English Turkish Redhouse

(çocuklar)
cilik oynamak

PLAY BACK : English Turkish Redhouse

(kaydı) yeniden göstermek veya dinlemek

PLAY BALL : English Turkish Redhouse

top oynamak.
konuşma dili birlikte çalışmak

PLAY BOTH ENDS AGAINST THE MIDDLE : English Turkish Redhouse

kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek

PLAY DOWN : English Turkish Redhouse

hafifsemek, önemsememek

PLAY FAIR : English Turkish Redhouse

hilesiz oynamak, doğru oynamak

PLAY FAST AND LOOSE WITH : English Turkish Redhouse

konuşma dili
i aldatmak.
i çarpıtmak

PLAY HAVOC WITH : English Turkish Redhouse

-i harap etmek

PLAY HOOKY : English Turkish Redhouse

konuşma diliokulu asmak

PLAY HOUSE : English Turkish Redhouse

evcilik oynamak

PLAY INTO THE HANDS OF : English Turkish Redhouse

-in ekmeğine yağ sürmek

PLAY IT SMART : English Turkish Redhouse

konuşma diliakıllı olmak, akıllıca davranmak

PLAY OFF : English Turkish Redhouse

erabere kalan bir oyunu sonradan tamamlamak

PLAY ON : English Turkish Redhouse

(çalgı) çalmaya devam etmek.
(duyguları) sömürmek/istismar etmek