English To Turkish
PROLETARIAT : English Turkish Redhouse
pro.le.tar.i.atprolıter'iyıt isim proletarya, emekçi sınıf
PROLIFIC : English Turkish Redhouse
pro.lif.icprolîf'îk sıfat
doğurgan.
bereketli, verimli.
üretken
PROLIFICACY : English Turkish Redhouse
pro.lif.i.ca.cyprolîf'ıkısi isim doğurganlık
PROLIX : English Turkish Redhouse
pro.lixpro'lîks sıfat
uzun, ayrıntılı.
yorucu, sıkıcı
PROLOG : English Turkish Redhouse
pro.logpro'lôg isim prolog, öndeyiş
PROLOGUE : English Turkish Redhouse
pro.loguepro'lôg isim prolog, öndeyiş
PROLONG : English Turkish Redhouse
pro.longprılông' fiil uzatmak, sürdürmek
PROLONGATION : English Turkish Redhouse
pro.lon.ga.tionprolông.gey'şın isim uzatma, sürdürme
PROMENADE : English Turkish Redhouse
prom.e.nadepramıneyd', pramınad' isim
yürüyüş, piyasa.
gezinti yeri. fiil gezinmek, piyasa etmek
PROMENADE DECK : English Turkish Redhouse
gezinti güvertesi, üst güverte
PROMINENCE : English Turkish Redhouse
prom.i.nenceisim
ün.
göze çarpan şey.
çıkıntı, burun
PROMINENT : English Turkish Redhouse
prom.i.nentpram'ınınt sıfat
ünlü, önemli.
göze çarpan.
çıkıntılı, çıkık
PROMISCUITY : English Turkish Redhouse
prom.is.cu.i.typramîskyu'wıti isim rasgele cinsel ilişki
PROMISCUOUS : English Turkish Redhouse
pro.mis.cu.ousprımîs'kyuwıs sıfat rasgele cinsel ilişkide bulunan
PROMISE : English Turkish Redhouse
prom.isepram'îs isim
söz, vaat.
umut verici şey. fiil
söz vermek, vaat etmek.
(belirli bir duruma) işaret etmek: This weather promises rain. Yağmur yağacağa benziyor. This promises to be a good game. İyi bir maç olacağa benziyor
PROMISING : English Turkish Redhouse
prom.is.ingpram'îsîng sıfat umut verici, geleceği parlak
PROMISSORY : English Turkish Redhouse
prom.is.so.rypram'ısôri sıfat bakınız promissory note
PROMISSORY NOTE : English Turkish Redhouse
ono
PROMONTORY : English Turkish Redhouse
prom.on.to.rypram'ıntôri isim, coğrafya burun
PROMOTE : English Turkish Redhouse
pro.moteprımot' fiil
ilerletmek.
terfi ettirmek.
sınıf geçirmek.
reklamını yaparak tanıtmak, tanıtımını yapmak.
geliştirmek, desteklemek
PROMOTER : English Turkish Redhouse
pro.mot.erprımo'tır isim
destekleyen kimse.
girişimci, kurucu.
tanıtımcı.
spor organizatör
PROMOTION : English Turkish Redhouse
pro.mo.tionprımo'şın isim
terfi.
sınıf geçirme; sınıfını geçme.
ticaret reklam, tanıtım
PROMPT : English Turkish Redhouse
promptprampt sıfat
çabuk, acele.
hazır. isim sahnede oyuncuya hatırlatılan söz. fiil
to (birini) (bir şey yapmaya) sevketmek, itmek, yöneltmek, (birinin) (bir şey yapmasına) yol açmak: His curiosity prompted him to open the red box. Merakı onu kırmızı kutuyu açmaya itti.
tiyatro bir şey hatırlatmak; suflörlük etmek
PROMPTER : English Turkish Redhouse
prompt.erisim suflör
PROMULGATE : English Turkish Redhouse
prom.ul.gatepram'ılgeyt fiil
resmen ilan etmek, duyurmak.
hukuk (yasayı) yürürlüğe koymak.
(inanç, düşünce v.b.'ni) yaymak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani