English To Turkish
PROGNOSIS : English Turkish Redhouse
prog.no.sispragno'sîs isim (prognoses)
tıbbi prognoz.
tahmin
PROGNOSTICATE : English Turkish Redhouse
prog.nos.ti.catepragnas'tıkeyt fiil
(bir şeyin olacağını) önceden haber vermek.
e işaret etmek
PROGNOSTICATION : English Turkish Redhouse
prog.nos.ti.ca.tionisim
(bir şeyin olacağını) önceden haber verme.
işaret, belirti
PROGRAM : English Turkish Redhouse
pro.grampro'gräm, pro'grım isim, bilgisayar program. fiil, bilgisayar (programmed/programed) programlamak
PROGRAMER : English Turkish Redhouse
pro.gram.erpro'grämır isim bakınız programmer
PROGRAMME : English Turkish Redhouse
pro.grammepro'gräm isim, fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız program
PROGRAMMER : English Turkish Redhouse
pro.gram.merpro'grämır isim bilgisayar programcısı
PROGRESS : English Turkish Redhouse
prog.ressprıgres' fiil ilerlemek, gelişmek
PROGRESSION : English Turkish Redhouse
pro.gres.sionprıgreş'ın isim
ilerleme.
matematik dizi: arithmetical progression aritmetik dizi. geometrical progression geometrik dizi
PROGRESSIVE : English Turkish Redhouse
pro.gres.siveprıgres'îv sıfat
ilerleyen.
ilerici. isim, politika ilerici kimse
PROGRESSIVE ASSIMILATION : English Turkish Redhouse
fonetikilerleyici benzeşme
PROGRESSIVE PARALYSIS : English Turkish Redhouse
tıbbiilerleyici felç
PROHIBIT : English Turkish Redhouse
pro.hib.itprohîb'ît fiil yasaklamak, menetmek
PROHIBITION : English Turkish Redhouse
pro.hi.bi.tionprowıbîş'ın isim
yasak.
yasak emri.
içki yasağı
PROHIBITIONIST : English Turkish Redhouse
pro.hi.bi.tion.istisim içki yasağı taraftarı
PROHIBITIVE : English Turkish Redhouse
pro.hib.i.tiveprohîb'ıtîv sıfat
yasaklayıcı.
engelleyici.
fahiş (fiyat)
PROHIBITORY : English Turkish Redhouse
pro.hib.i.to.ryprohîb'ıtôri sıfat
yasaklayıcı.
engelleyici.
fahiş (fiyat)
PROJECT : English Turkish Redhouse
proj.ectprac'ekt isim plan, proqe, tasarı
PROJECTILE : English Turkish Redhouse
pro.jec.tileprıcek'tıl, [İngiliz İngilizcesi] prıcek'tayl isim mermi, atılan cisim
PROJECTION : English Turkish Redhouse
pro.jec.tionprıcek'şın isim
fırlatma, atma.
çıkıntı, sundurma.
sinema projeksiyon, gösterim.
geometri izdüşüm, izdüşümü
PROJECTION BOOTH : English Turkish Redhouse
sinemamakine dairesi
PROJECTIONAL : English Turkish Redhouse
pro.jec.tion.alsıfat, geometri izdüşümsel
PROJECTIONIST : English Turkish Redhouse
pro.jec.tion.istsinema makinist
PROJECTOR : English Turkish Redhouse
pro.jec.torprıcek'tır isim
gösterici, proqektör, sinema makinesi.
ışıldak, projektör
PROLETARIAN : English Turkish Redhouse
pro.le.tar.i.anprolıter'iyın isim proleter, emekçi. sıfat proleter, proletarya özgü, emekçi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani