English To Turkish
SCARECROW : English Turkish Redhouse
scare.crowsker'kro isim korkuluk, bostan korkuluğu
SCARF : English Turkish Redhouse
scarfskarf isim (scarfs/scarves) eşarp; boyun atkısı, kaşkol
SCARLET : English Turkish Redhouse
scar.letskar'lît isim, sıfat al, kırmızı
SCARLET FEVER : English Turkish Redhouse
tıbbikızıl, kızıl humma
SCARY : English Turkish Redhouse
scar.ysker'i sıfat
korku veren, korkunç.
korkak, ürkek, ödlek
SCAT : English Turkish Redhouse
scatskät fiil, konuşma dili (scatted, scatting) çekilmek, gitmek
SCAT! : English Turkish Redhouse
Pist!
SCATHING : English Turkish Redhouse
scath.ingskey'dhîng sıfat sert, kırıcı
SCATTER : English Turkish Redhouse
scat.terskät'ır fiil dağıtmak, yaymak; serpmek; saçmak; dağılmak, yayılmak
SCATTERBRAIN : English Turkish Redhouse
scat.ter.brainskät'ırbreyn isim kafası dağınık
SCATTERED : English Turkish Redhouse
scat.ter.edsıfat dağınık
SCAVENGE : English Turkish Redhouse
scav.engeskäv'înc fiil for çöpleri karıştırarak (yiyecek, işe yarayacak şey) aramak
SCAVENGER : English Turkish Redhouse
scav.en.gerskäv'încır isim
leşle beslenen hayvan, leşçil
SCENARIO : English Turkish Redhouse
sce.nar.i.osiner'iyo isim senaryo
SCENARIST : English Turkish Redhouse
sce.nar.istsiner'îst isim senarist, senaryocu, senaryo yazarı
SCENE : English Turkish Redhouse
scenesin isim
televizyon sahne.
sahne, manzara, görünüm, görüntü.
olay yeri: the scene of a crime bir suçun işlendiği yer.
tiyatro dekor.
olay, hadise: Don't make a scene! Hadise çıkarma!/Olay çıkarma!
SCENERY : English Turkish Redhouse
scen.er.ysi'nıri isim
doğal manzara.
tiyatro dekor
SCENIC : English Turkish Redhouse
sce.nicsi'nîk sıfat manzaralı
SCENT : English Turkish Redhouse
scentsent fiil
kokusunu almak, sezmek.
güzel koku saçmak.
koklayarak izini aramak; koklayarak bulmak. isim
koku; güzel koku, esans.
iz kokusu.
(hayvanın) koklama duyusu
SCEPTER : English Turkish Redhouse
scep.terisim asa, kral asası
SCEPTIC : English Turkish Redhouse
scep.ticskep'tîk isim bakınız skeptic
SCEPTRE : English Turkish Redhouse
scep.tresep'tır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız scepter
SCHEDULE : English Turkish Redhouse
sched.uleskec'ul, [İngiliz İngilizcesi] şed'yul isim
program: I have a very busy schedule at the office today. Bugün ofisteki iş programım çok dolu.
liste.
tarife: boat schedule vapur tarifesi. fiil
programa koymak, programlamak.
listesini yapmak
SCHEME : English Turkish Redhouse
schemeskim isim
plan, proqe.
gizli düzen, entrika, dolap.
düzen, tertip, uyum. fiil
plan yapmak.
dolap çevirmek, entrika çevirmek
SCHEMER : English Turkish Redhouse
schemerisim entrikacı, dolap çeviren kimse, düzenbaz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani