Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
THUNDERCLAP : English Turkish Redhouse

thun.der.clapth^n'dırkläp isim gök gürlemesi/gürültüsü

THUNDERCLOUD : English Turkish Redhouse

thun.der.cloudth^n'dırklaud isim fırtına bulutu

THUNDEROUS : English Turkish Redhouse

thun.der.ousth^n'dırıs sıfat
gümbürtülü.
gök gürültülü

THUNDERSTORM : English Turkish Redhouse

thun.der.stormth^n'dırstôrm isim gök gürültülü sağanak

THUNDERSTRUCK : English Turkish Redhouse

thun.der.struckth^n'dırstr^k sıfat bakınız be thunderstruck

THURSDAY : English Turkish Redhouse

Thurs.daythırz'di, thırz'dey isim perşembe

THUS : English Turkish Redhouse

thusdh^s zarf
bu şekilde, böyle, böylece; şu şekilde, şöyle, şöylece; o şekilde, öyle, öylece: Things continued thus for twenty years. Yirmi yıl boyunca işler böyle gitti.
bu yüzden; o yüzden: There's no electricity; thus we can't use it. Elektrik yok; bu yüzden onu kullanamıyoruz

THUS AND SO : English Turkish Redhouse

filan şey.
bu şekilde, böyle, böylece; şu şekilde, şöyle, şöylece; o şekilde, öyle, öylece

THUS AND THUS : English Turkish Redhouse

filan şey.
bu şekilde, böyle, böylece; şu şekilde, şöyle, şöylece; o şekilde, öyle, öylece

THUS FAR : English Turkish Redhouse

şimdiye kadar; bu zamana kadar; o zamana kadar; buraya kadar; oraya kadar

THWACK : English Turkish Redhouse

thwackthwäk fiil küt diye vurmak. isim
küt diye ses çıkaran vuruş.
küt

THWART : English Turkish Redhouse

thwartthwôrt fiil engellemek; kösteklemek; karşı gelmek

THY : English Turkish Redhouse

thydhay sıfat, eski senin

THYME : English Turkish Redhouse

thymetaym isim kekik

TIBET : English Turkish Redhouse

Ti.bettîbet' isim Tibet

TIBETAN : English Turkish Redhouse

isim
Tibetli.
Tibetçe. sıfat
Tibet, Tibet'e özgü.
Tibetçe.
Tibetli

TIC : English Turkish Redhouse

tictîk isim, tıbbi tik

TICK : English Turkish Redhouse

ticktîk fiil
(saat) tik tak etmek, işlemek, çalışmak.
off (listede bulunan bir maddenin) yanına işaret koymak: I need to tick off his name. Onun ismini işaretlemem lazım.
along (işler) iyi gitmek; (biri) mutlu bir şekilde yaşamak, hayatından memnun olmak: "How's Mahir?" "He's ticking right along." "Mahir nasıl?" "Yuvarlanıp gidiyor." isim
(işleyen saatin çıkardığı) tik tak sesi, tik tak.
listede bulunan maddenin yanına konulan işaret

TICK SOMEONE OFF : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini sinirlendirmek/kızdırmak

TICKER : English Turkish Redhouse

tick.ertîk'ır isim
argo kalp, yürek.
borsa fiyatlarını kâğıt şeride kaydeden cihaz.
argo saat

TICKER TAPE : English Turkish Redhouse

(borsa fiyatlarını kaydeden cihazda kullanılan) kâğıt şerit

TICKET : English Turkish Redhouse

tick.ettîk'ît isim
bilet.
fiyat etiketi.
trafik cezası verilen kimseye cezasının mahiyetini bildiren resmi kâğıt.
(seçimde) bir partinin aday listesi. fiil
etiketlemek, etiket koymak.
(birine) trafik cezası yazmak

TICKET BOOTH : English Turkish Redhouse

ilet gişesi

TICKET STUB : English Turkish Redhouse

bilet koçanı.
(tiyatro, sinema v.b.'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan) bilet parçası

TICKLE : English Turkish Redhouse

tick.letîk'ıl fiil gıdıklamak