Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COME INTO BEING : English Turkish

var olmak

COME INTO COLLISION : English Turkish

çarpışmak

COME INTO COLLISION WITH : English Turkish

çatışmak, çatışmaya girmek, çarpışmak

COME INTO EFFECT : English Turkish

faaliyete geçmek, yürürlüğe girmek, etkili olmak, geçerli olmak

COME INTO FLOWER : English Turkish

v. çiçeklenmek, çiçek açmak

COME INTO FORCE : English Turkish

yürürlüğe girmek

COME INTO LEAF : English Turkish

yapraklanmak, yeşermek

COME INTO MONEY : English Turkish

eline para geçmek, varlıklı olmak, zengin olmak, paraya konmak

COME INTO ONE'S OWN : English Turkish

hak ettiği yere gelmek, kendini göstermek, kendi alanına gelmek

COME INTO OPERATION : English Turkish

faaliyete geçmek, etkili olmaya başlamak, faaliyete başlamak, çalışmaya başlamak

COME INTO PROMINENCE : English Turkish

n. sivrilmek, öne çıkmak, önem kazanmak

COME INTO QUESTION : English Turkish

gündeme gelmek, önem kazanmak

COME INTO THE FORE : English Turkish

öne çıkmak, göze çarpmak, bariz olmak, ortaya atılmak

COME INTO THE OPEN : English Turkish

açığa çıkmak, ortaya çıkmak

COME INTO THE PICTURE : English Turkish

v. ortaya çıkmak, konu veya soruna dahil olmak; olay yerinde görünmek; bir sürecin belli bir aşamasında orada olmak veya gelmek

COME INTO THE WORLD : English Turkish

dünyaya gelmek, doğmak

COME INTO USE : English Turkish

v. kullanılmaya başlamak

COME INTO VIEW : English Turkish

görünmek

COME INTO VOGUE : English Turkish

moda olmak

COME IT TOO STRONG : English Turkish

şişirmek, abartmak, aşırıya kaçmak

COME LOOSE : English Turkish

çözülmek, açılmak, gevşemek, serbest kalmak

COME NEAR : English Turkish

yaklaşmak

COME NIGH : English Turkish

yakınına gelmek, yaklaşmak, yanına gelmek (ender olarak kullanılan)

COME NOW : English Turkish

interj. hadi canım, amma yaptın ha, yok canım, abartma, hadi bakalım

COME OF AGE : English Turkish

eşit olmak