Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COME TO SMB.'S RESCUE : English Turkish

v. yardımına koşmak, imdadına koşmak

COME TO TERMS : English Turkish

uzlaşmak, anlaşmak, hesaplaşmak

COME TO TERMS WITH : English Turkish

anlaşmaya varmak, ile uğraşmak, ilgilenmek, kabul etmek (durumu)

COME TO TERMS WITH THE PAST : English Turkish

v. geçmişle hesaplaşmak, geçmişin muhasebesini yapmak

COME TO THE AID OF : English Turkish

yardımına koşmak, yardım etmek, kurtarmak, desteklemek

COME TO THE BOIL : English Turkish

v. kaynamak, kızışmak, son raddeye gelmek

COME TO THE END OF ONE'S TETHER : English Turkish

dayanacak gücü kalmamak, sabrını yitirmek, hafakanlar basmak, tahammülü kalmamak

COME TO THE FORE : English Turkish

gündeme gelmek, öne ulaşmak; fark edilmek

COME TO THE FRONT : English Turkish

öne çıkmak, önde gelmek, göze çarpmak, üstün olmak, olağanüstü olmak

COME TO THE POINT : English Turkish

sadede gelmek, meseleye gelmek

COME TO THE PUSH : English Turkish

come to the push, test zamanında varmak, son saatte varmak

COME TO THE RESCUE OF : English Turkish

imdadına yetişmek, yardım etmek, desteklemek, yardımcı olmak

COME TO THE THRONE : English Turkish

tahta çıkmak, saltanat başlatmak, kraliyete girmek, kral olarak yerini almak (ya da kraliçe)

COME TO THE WRONG SHOP : English Turkish

yanlış kapı çalmak

COME TOGETHER : English Turkish

ir araya gelmek, kavuşmak, birikmek

COME TRUE : English Turkish

gerçekleşmek

COME UNDER : English Turkish

ağımlı olmak, idaresi altına girmek

COME UNDER THE HAMMER : English Turkish

müzayede ile satılmak, açık artırmada satılmak

COME UNDER THE YOKE : English Turkish

oyunduruk altında olmak, yetkisi altında olmak, boyun eğmek

COME UNDONE : English Turkish

açılmak, çözülmek

COME UNSTITCHED : English Turkish

v. sökülmek

COME UNSTOP : English Turkish

v. dolgusu düşmek

COME UNSTUCK : English Turkish

gevşemek, ayrılmak, başarısız olmak, yanılmak, suya düşmek

COME UP : English Turkish

çıkmak, yaklaşmak, sokulmak, mahkemeye çıkmak, yaygın olmak, tutulmak, üniversiteye başlamak, londra'ya gelmek

COME UP AGAINST : English Turkish

v.
e çatmak, karşı karşıya kalmak (zor sorun); ile karşılaşmak (zorluklar, sıkıntı, vs.)