Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COME UP FOR A VOTE : English Turkish

oylamaya sunmak, oylamak için sunulan

COME UP FOR FINAL APPROVAL : English Turkish

son onay için sunmak, en son izni almak için sunulmak

COME UP SMELLING LIKE ROSES : English Turkish

v. alnının akıyla çıkmak, bir şeyi olumlu bir şekilde bitirmek; galip olarak bitirmek

COME UP TO : English Turkish

ulaşmak, gelmek, denk olmak, denk gelmek, eşit çıkmak

COME UP TO SCRATCH : English Turkish

istenilen duruma getirmek, bir sınavda istenilen asgari şartları yerine getirmek

COME UP TO THE SCRATCH : English Turkish

elli bir düzeye getirmek, senden beklenen şekilde davranmak; bir sınavda istenilen asgari şartları yerine getirmek

COME UP WITH : English Turkish

ulaşmak, yetişmek, ortaya atmak, öne sürmek, ileri sürmek

COME UP WITH A GIMMICK : English Turkish

dikkat çekmek için hile yapmak, ilgi çekecek bir şey düşünmek

COME UPON : English Turkish

astlamak, karşılaşmak, gafil avlamak, basmak, saldırmak, üstüne gelmek

COME WHAT MAY : English Turkish

ne olursa olsun, ne olacaksa olacak; ne pahasına olursa olsun

COME WHAT WILL : English Turkish

ne olursa olsun, her ne olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun

COME WITH ME : English Turkish

enimle gelin

COME-AT-ABLE : English Turkish

adj. erişilebilen, ulaşılabilir, erişilebilir, elde edilebilir, sağlanabilir, kazanılabilir

COMEAU : English Turkish

n. bir soyadı

COMEBACK : English Turkish

n. dönüş, yeniden ortaya çıkma; eski gücüne ulaşma; hazırcevap, yerinde cevap

COMECON : English Turkish

n. "Council for Mutual Economic Aid (Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi)", 1949 yılında eski Sovyetler Birliği'ndeki ülkelerin ekonomik ilerlemesini sağlamak ve koordine etmek üzere kurulan bir teşkilat (teşkilat 1991 yılında dağıldı)

COMEDIA DEL ARTE : English Turkish

comedia del arte, doğaçlama içeren Avrupa’ya özgü komedi geleneği

COMEDIAN : English Turkish

n. komedyen, komik, komedi yazarı, komik kimse

COMEDIC : English Turkish

adj. komediye ilişkin, komediyle ilgili (eğlenceli oyun veya drama); gülünç, komik

COMEDIENNE : English Turkish

n. kadın komedyen

COMEDIETTA : English Turkish

n. comedietta, kısa tek perdelik komedi

COMEDO : English Turkish

n. komedon, siyah nokta, siyah üstlü sivilce (cilt yüzeyinde)

COMEDOWN : English Turkish

n. düşüş; gerileme; hayal kırıklığı

COMEDY : English Turkish

n. komedi, güldürü, komik olaylar

COMEDY OF ERRORS : English Turkish

yanlışlıklar komedisi, kaba komedi, çok komik hataların yapıldığı komedi