English To Turkish
CONCERTED : English Turkish
adj. kararlaştırılmış, toplu, uyarlanmış, düzenlenmiş
CONCERTED ATTACK : English Turkish
irlikte yapılan saldırı, hep birlikte gerçekleştirilen saldırı, önceden ayarlanmış saldırı, ortak hücum
CONCERTEDLY : English Turkish
adv. işbirliği içinde, ortaklaşa, işbirliği yaparak
CONCERTGOER : English Turkish
n. konser meraklısı
CONCERTINA : English Turkish
n. akerdeona benzer bir çalgı
CONCERTINA FENCE : English Turkish
tel üstüvane çit, düğümlenmiş kancalı çit, dikenli tel örgü, tel üstüvane
CONCERTISE : English Turkish
v. konser icra etmek, konser vermek (genellikle tur sırasında); konserlerde icra etmek (ayrıca concertize)
CONCERTIZE : English Turkish
v. konser icra etmek, konser vermek (genellikle tur sırasında); konserlerde icra etmek (ayrıca concertise)
CONCERTMASTER : English Turkish
n. konser maysteri, bir orkestranın öncülük eden kemancısı, orkestra şefi ünvanından hemen sonra gelen ile orkestranın yardımcı lideri
CONCERTMEISTER : English Turkish
n. konser maysteri, bir orkestradaki baş kemancı; bir orkestrada telli müzik aletleri önderi
CONCERTO : English Turkish
n. konçerto
CONCERTO GROSSO : English Turkish
concerto grosso, büyük orkestranın ve solo müzisyenlerinin birbirini izleyen bir şekilde çaldıkları Barok müziği tarzı
CONCESSION : English Turkish
n. kabul, teslim, taviz, ödün, ruhsat, izin, imtiyaz, ayrıcalık
CONCESSIONAIRE : English Turkish
n. ayrıcalıklı kimse
CONCESSIONAIRY : English Turkish
adj. ayrıcalıklı, ayrıcalık, ruhsat
CONCESSIONARY : English Turkish
adj. imtiyazlı, ayrıcalıkla ilgili
CONCESSIONER : English Turkish
n. hak sahibi, bir kimseye bir yetkili tarafından verilen imtiyaz (örneğin, arazi veya haklar)
CONCESSIONNAIRE : English Turkish
n. imtiyaz sahibi, bir ruhsatın hak sahibi
CONCESSIVE : English Turkish
adj. kabul ifade eden
CONCETTO : English Turkish
n. concetto, yaratıcı ifade; kibir
CONCH : English Turkish
n. kabuklu bir deniz hayvanı, deniz yumuşakçası kabuğu, yumuşakça kavkısı
CONCHA : English Turkish
n. kulak kepçesi çukuru, yarım kubbe
CONCHIE : English Turkish
n. conchie, askerlik yapmayı doğru bulmayan kimse, inançla ilgili şahsi meseleler nedeniyle askerlik yapmayı reddeden kimse; aşırı derecede vicdanlı olan kimse, askerliğe karşı olan kimse
CONCHOID : English Turkish
n. konkoid, bir açıyı üçe bölmek ve küpü iki ile çarpmak amacıyla icat edilen dördüncü derece kavisi (Matematik)
CONCHOIDAL : English Turkish
adj. konkoidal, büyük deniz kabuğuna benzeyen (spiral şeklinde olan deniz kabuğu)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani