English To Turkish
CONCEIT : English Turkish
n. kibir, kurum, kendini beğenme; fikir, düşünce; şımarıklık
CONCEITED : English Turkish
adj. kendini beğenmiş, gururlu, kibirli, mağrur
CONCEITED PUP : English Turkish
n. delikanlı, züppe
CONCEITEDLY : English Turkish
adv. gururlu bir şekilde, mağrurca, burnu havada bir biçimde, gururla, böbürlenerek
CONCEITEDNESS : English Turkish
n. kibirlilik, gurur, kendini beğenme, aşırı gurur, övüngenlik
CONCEIVABILITY : English Turkish
n. düşünülebilirlik, olasılık, uygulanabilirlik
CONCEIVABLE : English Turkish
adj. akla uygun, kavranabilir, makul, düşünülebilir
CONCEIVABLENESS : English Turkish
n. düşünülebilirlik, olasılık, uygulanabilirlik
CONCEIVABLY : English Turkish
adv. makul olarak
CONCEIVE : English Turkish
v. aklı almak, düşünmek, tasavvur etmek, anlamak, kavramak; ifade etmek, yazmak, ortaya çıkarmak; yaratmak, gebe kalmak
CONCEIVE A CHILD : English Turkish
hamile kalmak, gebe kalmak
CONCEIVE A DISLIKE FOR : English Turkish
-e karşı nefret uyandırmak, ilgisizlik veya –den nefret ifade etmek
CONCEIVE AN AFFECTION FOR : English Turkish
-e düşkünlüğü olmak,
e karşı sevgi hissetmek
CONCEIVE AN IDEA : English Turkish
fikir tasarlamak, aklına fikir gelmek, fikir ile gündeme gelmek
CONCEIVE OF : English Turkish
v. gebe kalmak
CONCEIVED : English Turkish
adj. tasarlanmış
CONCEIVER : English Turkish
n. tasarlayıcı, düşünen kimse, anlayan kimse, algılayan kimse; yaratıcı, mucit, yeni şeyler yaratan kimse
CONCEIVING : English Turkish
n. tasarlama, kavrama; bir düşünce oluşturma
CONCELEBRATE : English Turkish
v. concelebrate, (Katolik) törene birlikte katılmak (birkaç rahibin kilise ayinini birlikte söyleme uygulaması)
CONCELEBRATION : English Turkish
n. concelebration, birkaç rahibin kilise ayinini birlikte söyleme uygulaması (Katolik)
CONCENTER : English Turkish
v. concenter, ortak merkeze yönlendirmek ya da bir araya gelmek (Matematik);
e doğru yöneltmek; merkezîleştirmek
CONCENTRATE : English Turkish
v. konsantre etmek, yoğunlaştırmak, toplamak, dikkatini vermek, konsantre olmak, yoğunlaşmak
CONCENTRATE : English Turkish
n. konsantre madde, yoğun madde
CONCENTRATED : English Turkish
adj. yoğun, konsantre
CONCENTRATED SYRUP : English Turkish
konsantre şurubu, sulandırılmış olmayan tatlı şurup
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani