Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COMPUTER ENGINEER : English Turkish

ilgisayar mühendisi, bilgisayar mühendisliği eğitimi almış olan kimse (bilgisayarların tasarımı, geliştirilmesi ve yapımı öğrenimi)

COMPUTER ENGINEERING : English Turkish

ilgisayar mühendisliği, bilgisayarların tasarımı, geliştirilmesi ve yapımı öğrenimi

COMPUTER FAMILY : English Turkish

ilgisayar ailesi, aynı türden olan bilgisayarlar grubu

COMPUTER FILTER : English Turkish

ilgisayar filtresi, kullanıcının gözlerini korumak için bilgisayar ekranının üzerine yerleştirilen ek ekran

COMPUTER GAMES : English Turkish

ilgisayar oyunları, bir bilgisayar programının içine eklenmiş olan oyunlar

COMPUTER GENERATION : English Turkish

ilgisayar kuşağı, aynı teknoloji seviyesini paylaşan bilgisayarlar (bilgisayar endüstrisinde kabul edilmiş sınıflandırılmalara göre)

COMPUTER GRAPHICS : English Turkish

ilgisayar grafikleri, bir bilgisayarda üretilmiş olan görsel imajlar

CON : English Turkish

adj. hilekâr

CON : English Turkish

pref. aleyhinde, karşı

CON AMORE : English Turkish

adv. con amore, (İtalyancadan gelen) aşkla; şevkle; kibarca, şefkat ile; nazikçe ve sevgi ile (müzik yönetimi olarak kullanılan)

CON ARTIST : English Turkish

n. sahtekar, üçkağıtçı, dolandırıcı, hilekar, düzenbaz, dalavereci, hilebaz, şarlatan

CON MAN : English Turkish

hilekâr

CON SMB. OUT OF : English Turkish

v. mahrum etmek

CONAGRA : English Turkish

n. "ConAgra", Nebraska merkezli bir Amerikan şirketi, dünya çapında bir gıda hizmeti ve market ürünleri imalatçısı ve dağıtımcısı

CONAKRY : English Turkish

n. Gine'nin başkenti

CONAN : English Turkish

n. bir erkek adı; Keltçe'de bir erkek adı

CONAN DOYLE : English Turkish

Sir Arthur Conan Doyle (
1930), Britanyalı bir yazar, dedektif Sherlock Holmes ile ilgili bir dizi hikâyeler yazmış olan yazar

CONATION : English Turkish

n. çabalama, gayret, arzu

CONATIONAL : English Turkish

adj. arzu ile ilgili, (Psikoloji) gayret ile ilgili (bir amaca karşı bilinçli veya bilinçsiz ruhsal çabalama)

CONATIVE : English Turkish

adj. çaba ile ilgili, gayret ifade eden

CONCATENATE : English Turkish

v. bağlamak, sıralamak

CONCATENATION : English Turkish

n. birbirine bağlama, birbirine bağlı olaylar dizisi

CONCAVE : English Turkish

adj. içbükey, konkav, çukur; ıraksak

CONCAVE : English Turkish

n. içbükey yüzey

CONCAVE LENS : English Turkish

içbükey mercek, içe doğru yuvarlatılmış olan mercek