Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CONSENSUALLY : English Turkish

adv. rızaya bağlı olarak, karşılıklı anlaşmaya bağlı bir şekilde, razı olarak

CONSENSUS : English Turkish

n. fikir birliği, ortak görüş, oybirliği; organların etkileşimi

CONSENSUS AD IDEM : English Turkish

karşılıklı rıza, anlaşma, sözleşmenin şartlarını anlama (Latince)

CONSENT : English Turkish

n. izin, rıza, uygun bulma

CONSENT : English Turkish

v. razı olmak, kabul etmek, izin vermek

CONSENT JUDGEMENT : English Turkish

tarafların anlaşmalarına uygun olarak verilen karar, bir tartışmada taraflar arasında varılan anlaşmayı onaylayan mahkeme kararı

CONSENTANEITY : English Turkish

n. itilaf, karşılıklı anlaşma; uyum

CONSENTANEOUS : English Turkish

adj. mutabık, aynı fikirde; münasip veya kabul edilir; tutarlı

CONSENTER : English Turkish

n. muvafakat eden kimse, aynı fikirde olan kimse, razı olan kimse

CONSENTIENT : English Turkish

adj. razı, kabul eden, uyumlu

CONSENTING : English Turkish

adj. razı olan, rıza gösteren

CONSEQUENCE : English Turkish

n. sonuç, netice, eser, semere, önem

CONSEQUENT : English Turkish

adj. sonucu olan; izleyen, bağlı, uyumlu

CONSEQUENT : English Turkish

n. sonuç, netice, yan cümle

CONSEQUENT CONCLUSION : English Turkish

sonucu olan netice, sonuç olan kanı, başka bir şeyin sonucu olarak çıkan karar

CONSEQUENTIAL : English Turkish

adj. sonucu olan; bağlı olan; izleyen; mantıki; kibirli; önemli

CONSEQUENTIAL DAMAGES : English Turkish

dolaylı zararlar,
in sonucu olarak meydana gelen hasar veya zarar

CONSEQUENTIALISM : English Turkish

n. sonuçculuk, bir eylemin değerinin yalnızca onun sonuçlarının değerinden kaynaklandığı inancı

CONSEQUENTIALIST : English Turkish

n. sonuçcu, sonuçculuk savunucusu olan kimse

CONSEQUENTIALLY : English Turkish

adv. birbirini izleyerek, sonuç olarak, sonradan

CONSEQUENTLY : English Turkish

adv. sonuç olarak, bu nedenle

CONSERVABLE : English Turkish

adj. korunabilir, saklanabilir, mevcut şekliyle korunabilir, çürümekten veya yok olmaktan korunabilir

CONSERVANCY : English Turkish

n. koruma, sahip çıkma, doğal kaynakları kontrol eden kuruluş

CONSERVATION : English Turkish

n. koruma, muhafaza, sahip çıkma

CONSERVATION LAWS : English Turkish

sakınım yasaları, elektrik enerjisinin değişmediğini ancak korunduğunu belirten fizik ilkeleri