English To Turkish
CONSTRUCTION ZONE : English Turkish
n. inşaat alanı
CONSTRUCTIONAL : English Turkish
adj. inşaat ile ilgili, yapısal, yapı ile ilgili, inşaat
CONSTRUCTIONIST : English Turkish
n. yorumlayıcı, çevirmen, yorumcu
CONSTRUCTIVE : English Turkish
adj. yapısal, inşaat, yapıcı; dolaylı; hukuken varsayılan
CONSTRUCTIVE CRITICISM : English Turkish
yapıcı eleştiri, geliştirme için olumlu tavsiyede bulunan eleştiri
CONSTRUCTIVE CRITICIZM : English Turkish
n. yapıcı eleştiri
CONSTRUCTIVE PERFORMANCE : English Turkish
olumlu performans, sözleşmeden doğan yükümlülüğü açık bir şekilde yerine getirme niyeti
CONSTRUCTIVE POSSESSION : English Turkish
yasal zilyetlik, yasal mülkiyet hakları
CONSTRUCTIVE SUGGESTION : English Turkish
olumlu öneri, geliştiren öneri, gelişime neden olan tavsiye
CONSTRUCTIVE THINKING : English Turkish
geliştirici düşünce, yaratıcı düşünce, pratik düşünce, olumlu düşünce, yararlı düşünce
CONSTRUCTIVE WORK : English Turkish
geliştirici çalışma, daha büyük amaca doğru yapılan çalışma, olumlu bir görevi yerine getiren çalışma
CONSTRUCTIVELY : English Turkish
adv. yapıcı şekilde, faydalı olarak, yararlı olarak
CONSTRUCTIVENESS : English Turkish
n. yapıcılık, verimlilik, yaratıcılık, yardımseverlik
CONSTRUCTIVISM : English Turkish
n. konstrüktivizm, 1900’lü yıllarda Rusya’da çok resmi malzeme düzenlemesi ve modern endüstriyel malzemeler kullanımını destekleyen sanat hareketi; soyut tarzı ile zirveye tırmanan tiyatro hareketi
CONSTRUCTIVIST : English Turkish
n. konstrüktizim ekolünden olan sanatçı, konstrüktivizm okulu sanatçısı
CONSTRUCTOR : English Turkish
n. inşaatçı, usta
CONSTRUE : English Turkish
v. yorumlamak, çeviri yapmak, tercüme etmek, çözümlemek, incelemek
CONSTRUER : English Turkish
n. cümle analizi yapan kimse, gramer ve sözdizimini kontrole den kimse
CONSUBSTANTIAL : English Turkish
adj. aynı tabiattan olan, aynı özü veya doğası olan
CONSUBSTANTIALITY : English Turkish
n. özdeşlik, öz birliği
CONSUBSTANTIATE : English Turkish
v. birleştirmek, özdeşleştirmek
CONSUBSTANTIATION : English Turkish
n. consubstantiation, Komünyon ekmeği ve şarabının İsa Mesih’in vücudu ve kanına dönüştüğü inancı (Katoliklik)
CONSUETUDE : English Turkish
n. adet, alışkanlık
CONSUETUDINARY : English Turkish
adj. alışılagelmiş, alışılmış
CONSUL : English Turkish
n. konsolos
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani