Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CUMQUAT : English Turkish

n. kumkat, turunçgiller meyvesi, Çin’e özgü ancak dünya çapında ılıman iklimlerde yetiştirilen turunçgillere ait küçük meyve; bu meyveyi veren ağaççık

CUMSHAW : English Turkish

n. hediye, bahşiş, armağan

CUMULATE : English Turkish

v. biriktirmek, toplamak, yığımak

CUMULATION : English Turkish

n. birikme, birikim; yığın, öbek

CUMULATIVE : English Turkish

adj. kümülativ, birikimli, birikmiş, toplanmış; eklenerek artan

CUMULATIVE AND PARTICIPATING PREFERRED STOCKS : English Turkish

kar payı birikmiş ve tercihli hisse senetleri, paylaşılmama kararı alındığı yıllarda bile temettü kazanan öncelikli hisse senetleri (ayrıca satıldıktan sonra kar paylaşımında yer alırlar)

CUMULATIVE DEFICIT : English Turkish

kümülatif açık, birikmiş finansal açık, zamanla birikmiş olan finansal açık

CUMULATIVE DEPRECIATION : English Turkish

kümülatif amortisman, belirli bir varlık için kaydedilmiş olan değerin toplam kaybı

CUMULATIVE EVIDENCE : English Turkish

kuvvetlendirici kanıt

CUMULATIVE EXPENDITURE : English Turkish

kümülatif gider, gittikçe azalan giderler

CUMULATIVE PREFERENCE SHARES : English Turkish

n. kâr birikimli hisse senedi

CUMULATIVE PREFERRED STOCKS : English Turkish

kar payı birikmiş tercihli hisse senedi, hisse senedi sahibine ödenmezse kar payı biriken tercihli hisse senetleri

CUMULATIVE PUNISHMENT : English Turkish

kümülatif ceza, bir öncekinden sonra uygulanmaya konulacak olan ceza

CUMULATIVELY : English Turkish

adv. kümülatif olarak, birikmiş bir şekilde (art arda gelen ilavelerle çoğalan, toplu)

CUMULATIVENESS : English Turkish

n. kümülatiftik, birikme ile çoğalma niteliği, birikmiş olma niteliği

CUMULONIMBUS : English Turkish

n. kümülonimbus, koyu gri yağmur bulutu

CUMULONIMBUS CLOUDS : English Turkish

kümülonimbus bulutları, büyük koyu gri yağmur bulutu çeşidi

CUMULOUS : English Turkish

adj. küme bulut, kümülüs bulutuna benzeyen; küme içinde

CUMULUS : English Turkish

n. kümülüs, bulut kümesi

CUMULUS CLOUDS : English Turkish

kümülüs bulutları, genellikle iyi havada ortaya çıkan büyük beyaz kabarık bulutlar

CUNCTATION : English Turkish

n. tehir, erteleme, geciktirme

CUNCTIPOTENT : English Turkish

adj. kadir, her şeye gücü yeten

CUNEAL : English Turkish

adj. kama şeklinde, kama biçiminde, kama şeklinde olan

CUNEATE : English Turkish

adj. kama şeklinde

CUNEATED : English Turkish

adj. kama şeklinde, kama şeklinde olan