Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CUSTOS : English Turkish

n. ahlak bekçisi, bekçi, koruyucu

CUT : English Turkish

n. kesme, kesim, kesik; parça kumaş, parça, yarık, dilim, pay; darbe, vuruş; usul; kupür; tip; indirim; kesinti; yara, tutam; klişe [dakt.]

CUT : English Turkish

v. kesmek, makasla kesmek, biçmek, budamak; kırpmak; incitmek, oymak; indirmek; açmak, yol açmak; hadım etmek; sulandırmak, seyreltmek; görmemezlikten gelmek; kırmak, devam etmemek; diş çıkarmak, dişi çıkmak; ortadan kaybolmak; kesişmek, yontmak,

CUT : English Turkish

adj. kesik, kesilmiş, indirilmiş, indirimli

CUT & PASTE : English Turkish

kes & yapıştır, kes (makas ile) ve yapıştırıcı kullanarak yapıştır; (Bilgisayar) bir şeyin bir yerden alınıp başka bir yere yerleştirilmesini sağlayan fonksiyonalar (metin, resim, vs.)

CUT A BIT MORE OFF HERE, PLEASE : English Turkish

uradan biraz daha kesin lütfen

CUT A CAPER : English Turkish

v. tuhaf davranmak, tuhaf bir şeklide dans etmek

CUT A CORNER : English Turkish

ir fazla dikkat etmeden acele ile yapmak, ayrıntıları önemsememek, hızlı iş yaparak ayrıntıları unutmak

CUT A DASH : English Turkish

hava atmak, çalım satmak

CUT A FEATHER : English Turkish

v. şüphe uyandırmak, dışarı uzatmak; polemiğe girmek, tartışmak

CUT A POOR FIGURE : English Turkish

istenilen ilgi çekememek, zayıf etki yaratmak, istenilen etkiyi yaratmadı

CUT A SPEECH : English Turkish

kısa kesmek, bir konuşmayı daha kısa yapmak, bir konuşmayı kısaltmak

CUT A TOOTH : English Turkish

v. diş çıkarmak

CUT ACROSS : English Turkish

kestirmeden gitmek, geçmek, üstün olmak, karşı gelmek, geniş kapsamlı olmak

CUT ADRIFT : English Turkish

akıntıya bırakmak, sürüklenmeye bırakmak

CUT ALONG : English Turkish

v. başlamak, yola koyulmak

CUT AND COME AGAIN : English Turkish

olca almak, çok almak

CUT AND DRIED : English Turkish

hazır, önceden plânlanmış, yavan, eski, bayat, sıradan, sıkıcı

CUT AND PASTE : English Turkish

n. kopyala ve yapıştır, (Bilgisayar) bir şeyin (metin, resim, vs.) bir yerden alınıp başka bir yere yerleştirilmesini sağlayan fonksiyonalar

CUT AND PASTE : English Turkish

v. kes ve yapıştır, kes (makas ile) ve yapıştırıcı kullanarak yapıştır; (Bilgisayar) bir şeyin bir yerden alınıp başka bir yere yerleştirilmesini sağlayan fonksiyonalar (metin, resim, vs.)

CUT AND RUN : English Turkish

v. sıvışmak, hızlı bir şekilde ayrılmak, aceleyle ayrılmak

CUT AWAY : English Turkish

v. kesip atmak, kesip çıkartmak (örneğin, "Oğluma ağaçtan dışarı uzanan dalları kesmesini rica ettim); film çekimi sırasında hızlıca başka bir sahneye geçmek veya başka bir şeye odaklamak (örneğin, "savaş sahnesinin çekimi sırasında, askerin yaralandığı zaman yönetmen 'şimdi kesip atın!' diye bağırdı)

CUT AWAY : English Turkish

n. ceket, cutaway, ön kısmi kısa ve arka kısmında kuyruğu olan resmi ceket tarzı; içini göstermek amacıyla dış tarafından bir kısmı çıkartılmış olan model veya illüstrasyon

CUT BACK : English Turkish

udamak, kesmek, kısmak, azaltmak, hikâyede geriye dönüş yapmak

CUT BOTH WAYS : English Turkish

hem lehine hem aleyhine olan sonuçları oldu, iki farklı şekilde başardı