Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
D.E. : English Turkish

diyatomik toprak, diyatomlar veya diyatom fosilleri içeren toprak

D.LIT : English Turkish

edebiyat doktoru, edebiyat alanında derece

D.M. : English Turkish

tıp doktoru, MD, Tıp Doktoru

D.O. : English Turkish

"Doctor of Optometry (Optometri Doktoru)", optometri doktoru, görme ölçümü doktoru, gözleri muayene ederek görme bozuklukları teşhisi yapan ve teşhise uygun lens ve diğer türlü tedavi yöntemleri reçetesi yazan doktor

D.O. : English Turkish

"Doctor of Osteopathy (Osteopati Doktoru)", osteopati (kemik hastalıkları) doktoru, kas ve kemiklerin vücudun diğer sistemleriyle karşılıklı bağlantısı konusunda ilaç ve ameliyat uygulayan doktor; kemik hastalıklarını tedavi eden ve iyileştiren doktor, kemik hastalıkları hekimi

D.T. : English Turkish

deliryum tremans, alkol zehirlenmesinin neden olduğu şiddetli hezeyan (Tıp)

D/A : English Turkish

"digital-to-analog (dijitalden analoga)", dijital sinyallerden analoga

D/A CONVERTER : English Turkish

D/A dönüştürücü, dijital sinyalleri analoga çeviren dönüştürücü

D/D : English Turkish

"direct debit (doğrudan borçlandırma)", paranın bir bankadan başka bir bankaya doğrudan transferi; ödeme yapan kişinin alıcıya kendi hesabından doğrudan para çekme izni verdiği ödeme yöntemi

DA : English Turkish

"district attorney (bölge savcısı)", bölge savcısı, belirli bir yetki bölgesinin savcısı

DA BOMB : English Turkish

n. da bomb, (Kanada & ABD’de kullanılan Argo) bomba, şimdiye kadar olanlardan en iyisi, en iyi, olağanüstü iyi insan, olağanüstü bir şekilde iyi olan bir şey, mükemmel bir şey

DA CAPO : English Turkish

aşlangıç, baştan başlamak (müzikle ilgili talimat)

DA NANG : English Turkish

n. orta Vietnam'da bir şehir

DA NILE ISN'T JUST A RIVER IN EGYPT : English Turkish

Nil sadece Mısır'daki bir nehir değildir, (Argo) bir kimsenin inkâr içinde olduğunu belirtmek için kullanılan bir deyim

DA VINCI : English Turkish

da Vinci, (
1519) İtalyan ressam, heykeltıraş, mucit, mühendis, bilim adamı, "Mona Lisa" ve "The Last Supper" ressamı

DAASANACH : English Turkish

n. Dasanaç, doğu Afrika'da (Etiyopya, Sudan ve Kenya) bir etnik grup; Dasanaç dili, Etiyopya'da konuşulan Kuşitik bir dil

DAASANECH : English Turkish

n. Dasanaç dili, Etiyopya'da konuşulan Kuşitik bir dil

DAB : English Turkish

n. hafif vuruş, hafif kompres; usta, uzman, erbap; pisibalığı türünden bir balık; parmak izi

DAB : English Turkish

v. hafif hafif vurmak, hafifçe dokunmak, hafifçe sürmek; parmak izi bırakmak; kurulamak, klişe yapmak

DAB AT : English Turkish

v. hafif hafif vurmak, hafifçe dokunmak

DABBER : English Turkish

n. hafifçe vuran kimse veya şey, hafifçe dokunan kimse; hafif hafif vuran şey; yüzeye mürekkep vurmak için kullanılan ped

DABBLE : English Turkish

v. serpmek, suyla oynamak; sıçratmak

DABBLE AGENT : English Turkish

n. dabble agent, yarı zamanlı seyahat acentesi (Aşağılayıcı ifade)

DABBLE IN : English Turkish

v. yüzeysel olarak ilgilenmek, ara sıra uğraşmak

DABBLER : English Turkish

n. lâf olsun diye ilgilenen kimse, amatör; baştan savmacı, şarlatan