English To Turkish
DADDY LONG LEGS : English Turkish
n. tipula sineği, çayır örümceği
DADDY LONG-LEGS : English Turkish
n. uzun bacaklı örümcek, küçücük vücudu ve çok uzun ince bacakları olan örümcek
DADDY LONGLEGS : English Turkish
uzun bacaklı örümcek, küçücük vücudu ve çok uzun ince bacakları olan örümcek türü
DADDY'S GIRL : English Turkish
n. babasının kızı, babasını tercih eden kız çocuğu, babası tarafından şımartılan kız
DADICATED : English Turkish
adj. dadicated, (Resmi olmayan) bir kimsenin olabileceği en iyi baba
DADO : English Turkish
n. taban taşı
DADROCK : English Turkish
n. dadrock, yaşlanan rock yıldızları tarafından çalınan müzik; 1960’lar ve 1970’lerden etkilenmiş olan müzik
DAEDAL : English Turkish
adj. sanat kokan, sanatla oluşturulmuş; yaratıcı yetenekleri olan
DAEDALIAN : English Turkish
adj. hünerli, ustalıkla veya mahirane bir şekilde oluşturulmuş ya da çalışılmış; yetenekli; artistik; marifetli
DAEDALUS : English Turkish
n. (Yunan Mitolojisi) Minos Labirenti'ni ve kendisi ve oğlu Icarus hapishaneden kaçabilsinler diye kanatlar yapmış olan Atinalı bir mimar ve heykeltıraş
DAEMON : English Turkish
n. şeytan, iblis, zalim
DAEMONIC : English Turkish
adj. kötü ruhlu, uğursuz, deli, şeytanlı, çılgın
DAEMONICAL : English Turkish
adj. kötü ruhlu, şeytanlı, deli, çılgın, uğursuz
DAFF : English Turkish
n. mankafa, kalın kafalı, aptal kimse, geri zekalı (Argo); nergis, sarı çiçekleri olan soğanlı bitki türü (resmi olmayan)
DAFF : English Turkish
v. bir kenara atmak, başından atmak, bir kenara koymak, kenara koymak; üstünden atmak; oyalanmak; üşengeçlik etmek; zaman harcamak; oynamak; aptalca davranmak; yıldırmak, gözünü korkutmak, korkutmak
DAFFINESS : English Turkish
n. aptallık, geri zekalılık, ahmaklık
DAFFODIL : English Turkish
n. fulya, zerrin, nergis
DAFFODILLY : English Turkish
n. nergis, sarı çiçekleri olan soğanlı bitki türü, fulya
DAFFY : English Turkish
adj. çatlak, sersem, aptal; çılgın, deli
DAFT : English Turkish
adj. aptal, deli, kaçık, pervasız, arsız
DAFTLY : English Turkish
adv. pervasızca, aptalca, ahmakça; delicesine
DAFTNESS : English Turkish
n. delilik, aptallık, ahmaklık, enayilik; çılgınlık, delilik
DAG : English Turkish
n. dag, kumaş üzerindeki oymalı kenar
DAG HAMMARSKJOLD : English Turkish
n. (
1961) İsveçli bir ekonomist ve diplomat, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (
1961), ölümünden sonra 1961 yılı Nobel Barış Ödülüne layık görüldü
DAGAN : English Turkish
n. Mezopotamyalı bir tarım ve toprak tanrısı (Babil Mitolojisi)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani