English To Turkish
DAMSON : English Turkish
n. mürdümeriği
DAMSON CHEESE : English Turkish
mürdümeriği reçeli
DAMYA BRIDGE : English Turkish
Damya köprüsü, İsrail ile Ürdün arasında bir geçiş
DAN : English Turkish
n. judo kuşak derecesi, Dan
DAN AYKROYD : English Turkish
(1952 doğumlu) Kanadalı bir komedyen ve film oyuncusu, "The Blues Brothers (Cazcı Kardeşler)" komedi filminin eş oyuncularından
DAN BEN-AMOTZ : English Turkish
n. (
1989) İsrailli bir yazar
DAN BROWN : English Turkish
n. (1964 doğumlu) ABD'li bir gerilim kurgu kitapları yazarı, "The Da Vinci Code (Da Vinci Kodu)" eserinin yazarı
DAN GOLDIN : English Turkish
n. Daniel Saul Goldin (1940 doğumlu), Amerikan uzay kurumu NASA'nın yöneticisi (
Kasım 2001 arasında)
DAN HALUTZ : English Turkish
n. (1948 doğumlu) İsrail Savunma Kuvvetleri'nin 18'inci Genelkurmay Başkanı (
2007), İsrailli bir Korgeneral, İsrail Hava Kuvvetleri'nin eski komutanı
DAN HOTELS : English Turkish
Dan Otelleri, İsrail'de bir lüks oteller zinciri
DAN MERIDOR : English Turkish
(1947 doğumlu) İsrailli bir devlet adamı ve Likud siyasi partisinin önde gelen lideri (birçok İsrail hükümetinde bakan olarak görev yaptı)
DAN NAVEH : English Turkish
(1960 doğumlu) İsrailli bir politikacı, Likud Partisi'nin bir üyesi, İsrail'in 15'inci parlamento kabinesinde bir bakan
DANA : English Turkish
n. bir kadın adı
DANA : English Turkish
n. bir erkek ve kadın adı; Ohio merkezli bir Amerikan şirketi, otomotiv parçaları imalatçısı ve otomobil kiralama hizmetleri tedarikçisi
DANA OWENS : English Turkish
(1970 doğumlu) Amerikalı bir rap müzisyeni ve "Queen Latifah (Kraliçe Latifah)" olarak bilinen aktris
DANAIDES : English Turkish
n. (Yunan Mitolojisi) Danaus'un 50 kızının genel adı
DANAKIL : English Turkish
n. Great Rift Valley'in (Büyük Çöküntü Vadisi) bir bölümü olan çöl alan (kuzeydoğu Etiyopya, güney Eritre ve kuzey Cibuti)
DANAUS : English Turkish
n. bir çeşit kral kelebeği, monark kelebeği (Zooloji); (Yunan Mitolojisi) Argos'un 50 tane (gerdek gecesinde kocalarını öldürmelerini emrettiği) kızı olan hükümdarı
DANCE : English Turkish
n. dans, oyun, dans müziği, danslı parti, balo
DANCE : English Turkish
v. dans etmek, oynamak, dans ettirmek, oynatmak
DANCE ATTANDANCE ON SMB : English Turkish
etrafında dört dönmek
DANCE ATTENDANCE ON : English Turkish
v. bir dediğini iki etmemek, birinin emirlerine her zaman itaat etmeye hazır olmak, itaatli ve dikkatli bir şekilde beklemek
DANCE ATTENDANCE UPON SOMEONE : English Turkish
v. etrafında dört dönmek, dalkavukluk etmek, çıkar sağalama amacıyla yağ çekmek, memnun etmek veya çıkar sağlamak için çok fazla üzerine düşmek
DANCE BAND : English Turkish
dans grubu, dans müziği çalan müzisyenler grubu
DANCE CLUB : English Turkish
dans kulübü, gece kulübü, müzik dinleme ve dans etme salonu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani