Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

DEBIT SIDE : English Turkish

n. borç tarafı

DEBITABLE : English Turkish

adj. ödenebilir, suçlanabilir, borçlu duruma getirilen

DEBITED : English Turkish

adj. borçlu, borç olarak kaydedilmiş; borçlu duruma getirilmiş

DEBITING : English Turkish

n. borçlandırma, borcu duruma getirme

DEBITING BY AUTHORITY : English Turkish

doğrudan borçlandırma, hesap sahibinin kabulü ile bankanın doğrudan borçlandırması

DEBITOR : English Turkish

n. borçlu, para borcu olan kimse, başkasına mükellef olan kimse

DEBLOCK : English Turkish

v. debloke etmek, serbest bırakmak

DEBONAIR : English Turkish

adj. güler yüzlü; neşeli, nazik; hoş, şirin

DEBONAIRE : English Turkish

adj. güler yüzlü; neşeli, nazik; hoş, şirin

DEBONAIRLY : English Turkish

adv. hürmetkarca, nazik bir şekilde; kaygısızca, canlı bir şekilde

DEBONAIRNESS : English Turkish

n. güler yüzlülük, neşelilik, canlılık; naziklik, nezaket

DEBONE : English Turkish

v. kemiğini çıkarmak, kemik almak, içinden kemik çıkartmak

DEBONNAIRE : English Turkish

adj. zarif, şık, çekici, havalı; şen, canlı

DEBORAH : English Turkish

n. bir kadın adı; İsrailli kadın bir peygamber ve yargıç (Eski Ahit)

DEBOUCH : English Turkish

v. ortaya çıkmak, açıklığa çıkmak, dar bir yerden açıklığa çıkmak

DEBOUCHMENT : English Turkish

n. açığa çıkış, ağız

DEBRIDEMENT : English Turkish

n. debridman, yaradan ölü doku veya yabancı maddenin cerrahi yöntemle alınması (Tıp)

DEBRIEF : English Turkish

v. bilgi almak

DEBRIEFING : English Turkish

n. bilgi alma

DEBRIS : English Turkish

n. enkaz, döküntü, yıkıntı, atıklar; kırıntı

DEBT : English Turkish

n. borç, borçlu olma

DEBT ARRANGEMENT : English Turkish

orç araylanması, borçların düzenlenmesi

DEBT CAPACITY : English Turkish

orç kapasitesi, bir kimsenin makul faiz oranı ile alabileceği borçların boyutu

DEBT CAPITAL : English Turkish

orç sermayesi, yabancı kapital, bir işletmenin yabancı kaynaklardan aldığı kapital

DEBT COLECTOR : English Turkish

n. tahsildar