Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BALL OF FIRE : English Turkish

ateş topu; tuttuğunu koparan, her işin üstesinden gelen, hevesli ve enerjili kimse; karizmatik kimse; mesleki başarı elde eden kimse

BALL OF STRING : English Turkish

iplik topu, ip sicimi, top haline getirilmiş iplik

BALL OF THE EYE : English Turkish

gözyuvarı

BALL OF THREAD : English Turkish

n. kuka

BALL PARK : English Turkish

top oynanan park

BALL PEN : English Turkish

tükenmez kalem

BALL PLAYER : English Turkish

top oyuncusu, beyzbol oyuncusu

BALL POINT : English Turkish

tükenmez kalem, ucunda dönen küçük metal bir top bulunan kalem türü

BALL POINT PEN : English Turkish

tükenmez kalem

BALL RACE : English Turkish

n. bilye halkası, rulmân çemberi

BALL RECEPTION : English Turkish

n. yayını çekme [tv]

BALL ROOM : English Turkish

n. balo salonu, dans salonu

BALL THE JACK : English Turkish

çok hızlı hareket etmek, aniden hareket etmek; riski bir hareket yapmak, riskli bir hamlede bulunmak

BALL UP : English Turkish

ozmak

BALL VALVE : English Turkish

küre vana, küçük bir topun baskıyı düzenlediği vana

BALL-COCK : English Turkish

n. şamandıra, su kapama vanası, yükselmesi ve alçalmasıyla vanayı açıp kapatan hareketli bir toptan oluşan otomatik vana

BALL-PEEN HAMMER : English Turkish

perçin çekici, yuvarlak başlı çekiç, bir tarafı düz diğer tarafı ise yuvarlak bir baş şeklinde olan çekiç (çoğunlukla metal işlerinde kullanılır)

BALLAD : English Turkish

n. balad, halk şarkısı, türkü, hikâyeli şiir, koşuk, şarkı

BALLAD MONGER : English Turkish

n. şarkı satan kimse

BALLADE : English Turkish

n. halk şarkısı, hikâyeli şarkı, türkü, bir hikâyesi olan duygulu şarkı, şarkıya adapte edilmiş öyküsel şiir

BALLADEER : English Turkish

n. halk şarkısı söyleyen kimse, hikâyeli şarkı söyleyen kimse, türkü söyleyen kimse, türkücü, bir hikâyesi olan duygulu şarkı söyleyen kimse, şarkıya adapte edilmiş öyküsel şiir okuyan kimse

BALLADIST : English Turkish

n. halk şarkısı yazan kimse, hikâyeli şarkı yazan, türkü yazan kimse; halk şarkısı söyleyen kimse, hikâyeli şarkı söyleyen kimse, türkü söyleyen kimse, türkücü, bir hikâyesi olan duygulu şarkı söyleyen kimse, şarkıya adapte edilmiş öyküsel şiir okuyan kimse

BALLADRY : English Turkish

n. balad türü şiirler, öykü anlatan şiirler

BALLAST : English Turkish

n. safra; balast, istikrar, kararlılık; çakıl

BALLAST : English Turkish

v. safra koymak; denge sağlamak, istikrar sağlamak, çakıl döşemek