Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
LACHRYMATOR : English Turkish military

Bakınız: "Lacrimator"

LACRIMATOR : English Turkish military

GÖZ YAŞARTICI GAZ:Bak. "tear gas"

LACRIMATOR GAS : English Turkish military

GÖZ YAŞARTICI GAZ:Bak. "tear gas"

LACRIMATORY CONCENTRATION : English Turkish military

GÖZ YAŞARTICI GAZ YOĞUNLUĞU:Göz yaşı getiren gaz yoğunluğu. Bak. "concentration"

LACROSSE : English Turkish military

LACROSSE FÜZESİ:
000 metre dahilindeki beton nokta hedefleri ile bölge hedeflerini ateş altına alacak şekilde imal edilmiş, nükleer ve nükleer olmayan harp başlığı kullanma kabiliyetinde, satıhtan satıha atılan, isabet ihtimali fazla, seyyar bir güdümlü füze. MGM-18 olarak adlandırılır

LADEN WEIGHT (TRANSPORT VEHICLES) : English Turkish military

YÜKLÜ AĞIRLIK (TAŞIT ARAÇLARI):Aracın boş ağırlığı ile birlikte taşınabilen yük. Bak. "net weight (transport vehicles) ", "unladen weight (transport vehicles) "

LAMBERT PROJECTION : English Turkish military

LAMBERT PROJEKSİYONU:Konik harita projeksiyonu. Bu projeksiyonda; meridyenler kutup istikametinde birbirine yaklaşan düz çizgileri; paralel ise meridyenlere dik açıda kesişen, özekleri bir daireler halindedir

LAMINATED ARMOR : English Turkish military

TABAKALI ZIRH:Bütün yüzeyde birbiriyle temas halinde, yani paralel ve aralıksız, aynı malzemeden iki veya daha çok levha veya parçadan mürekkep koruyucu örtü. Bak. "composite armor"

LAMINATED DECK : English Turkish military

TABAKALI DÖŞEME:Askeri sabit köprülerde, kalasların çeşitli şekillerde üst üste tabaka halinde döşenmesi ile meydana gelen döşeme tipi

LAMPBLACK : English Turkish military

LAMBA İSİ:Geceleri gizleme maksadıyla, vücutların açıkta kalan kısımlarına sürülen is

LANCE : English Turkish military

LANCE FÜZESİ:Seyyar, depolanabilir, sıvı yakıtlı, nükleer ve nükleer olmayan kabiliyetlere sahip; kara birliklerini uzun menzilli atışlarla desteklemek üzere tasarlanmış karadan havaya atılan güdümlü bir füze

LAND (S) : English Turkish military

SET, SETLER:Bir silahın namlusunda yivler arasında kalan yüksek kısımlar

LAND ARM MODE : English Turkish military

OTOMATİK İNİŞ DURUMU:İniş bölgesinde otomatik yaklaşma ve inişin tamamlanması için çeşitli uçuş aşamalarının icra edilmesini temin etmek amacıyla otomatik uçuş kontrol sistemini gerekli durumlara geçirip çıkarmak üzere otomatik bir dizinin takip edildiği bir işletme şekli

LAND CABLE : English Turkish military

SUALTI MAYINI KARA TABLOSU:Kontrollü sualtı mayın şebekesinde bir kazamatı bir kablo kulübesine bağlayan kablo

LAND CONTROL OPERATIONS : English Turkish military

KARA KONTROL HAREKATI:Çok önemli kara bölgelerinde askeri hedeflere ulaşmak amacıyla deniz ve hava kuvvetleri tarafından desteklenen kara kuvvetlerinin giriştiği harekat. Bu harekatlar düşman kara kuvvetlerinin imhasını, kritik arazinin emniyete alınmasını ve kara harekat bölgesinde yerel askeri üstünlüğün sağlanmasını kapsar

LAND GRANT RAILROAD : English Turkish military

ARAZİSİ BAĞIŞLANMIŞ DEMİRYOLU:Hükümetçe yapılmış arazi bağışları ile inşa edilen demiryolu. Bu yardıma karşılık olarak, Demiryolları İdaresi de, hükümete ait nakliyatta indirimli tarife uygular

LAND MINE : English Turkish military

KARA MAYINI:Toprak üstüne yerleştirilen veya biraz gömülen, içi infilak maddesi veya kimyasal maddelerle dolu mayın. Kara mayını, genel olarak, üzerinden geçen araçların veya kıtaların ağırlığı ile infilak eder. Bak. "chemical land mine"

LAND MINE WARFARE : English Turkish military

Bak. "mine warfare"

ORGANIZATIONAL SUPPLY : English Turkish military

İKİNCİ KADEME:Yetki verilmiş ilk, değiştirme ve bütünleme ikmal maddeleri ve teçhizatın, birlik seviyesinde alınması, dağıtılması ve hesabının tutulmasında, kullanan birlikteki özel surette yetiştirilmiş ve görevlendirilmiş personel tarafından yerine getirilen ikmal safhası. Ayrıca bakınız: "supply categories"

ORGANIZATIONAL UNIT LOADING : English Turkish military

KITACA BİNDİRME; KITACA YÜKLEME:Bir bindirme ve yükleme usulü. Bu usulde; teşkiller, bütün teçhizat ve malzemeleri ile birlikte, aynı araç üzerinde taşınır. Fakat, bu bindirme ve yükleme, kıta ve teçhizatın aynı zamanda bindirilmesini mümkün kılacak şekilde-yani muharebe bindirmesi ve muharebe yüklemesi (combat loading) şeklinde-yapılmaz

ORGANIZE : English Turkish military

TEŞKİL ETMEK:Personel veya hem personel hem teçhizat vererek bir birliği fiilen meydana getirmek. Bu birlik, fiilen meydana getirilmeden de teşkil edilebilir

ORGANIZED MILITIA : English Turkish military

TEŞKİLATLI MİLİS:Bak. "militia"

ORGANIZED POSITION : English Turkish military

HAZIRLANMIŞ MEVZİ:İleride yapılacak muharebe için kıta ve silahların mevzilendirildiği ve sahra tahkimatının yapıldığı bölge

ORGANIZED RESERVE : English Turkish military

MÜŞEKKEL İHTİYATLAR:Bak. "Organized Reserve Corps"

ORGANIZED RESERVE CORPS : English Turkish military

MÜŞEKKEL İHTİYAT TEŞKİLATI:ABD Ordusu'nun asli teşkillerinden biri. Bu teşkilat; barış zamanında askeri eğitim sağlamak üzere teşkil ve idame ettiren personel ve birliklerle, milli bir tehlike halinde fiili göreve alınacak olan eğitim görmüş ihtiyatlardan müteşekkildir. Buna şimdi (Army Reserve) denilmektedir