Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PEACETIME MATERIAL CONSUMPTION AND LOSSES : English Turkish military

BARIŞ ZAMANI MALZEME TÜKETİMİ VE KAYIPLARI:Onarımı ekonomik olmayan, normal tahsis ve tedarik sürelerinde tüketilmiş, kaybedilmiş ve tamamen eskimiş madde veya malzemeler

PEAK OVERPRESSURE : English Turkish military

AZAMİ YÜKSEK BASINÇ:Belirli bir mevkideki azami yüksek basınç değeri. Genellikle, şok (veya infilak) dalgasının bu mevkiye ulaştığı andaki değeridir. Ayrıca bakınız: "shock wave"

PEAK STAFFING : English Turkish military

AZAMİ PERSONEL KADROSU:

PEAK STRENGTH : English Turkish military

AZAMİ MEVCUT; AZAMİ KUVVE:Kara ordusunun veya tali bölümlerinin; belirli bir süre (mali yıl, takvim yılı, ay veya harekat) içinde ulaşılan ve arzu edilen"gaye kuruluş ve kadro mevcudu (organized strength) "nun muhafaza için gerekli olan en kabarık mevcudu. Azami mevcuda yükseliş; mevcut durum, "seferi kuruluş ve kadro mevcudu (programmed strength) "hesaplarının dayandığı tahminlere aykırı bulunduğu zaman meydana gelir

PEAT MOUND : English Turkish military

TURBA KÜMESİ:Bak. "forst mound"

PECKED LINE : English Turkish military

DELİKLİ HAT:Düzenli aralıklarla kesilen bir hattı ihtiva eden sembol

PECULIAR CAPABILITIES : English Turkish military

ÖZEL İMKAN VE KABİLİYETLER:Bir kuvvet komutanlığı kuruluşunda bulunup diğer kuvvet komutanlıklarında mevcut olmayan ve verilmiş görevlerin başarılı şekilde ifasını temin için bu kuvvet komutanlığı tarafından gösterilmesi gereken lojistik destek faaliyetleri

PECUNIARY LIABILITY : English Turkish military

PARASAL (MADDİ) SORUMLULUK:Kusur veya ihmalden kaynaklanan herhangi bir maldaki kayıp, ziyan veya zararı karşılayacak kişisel, müşterek veya ortak bir parasal yükümlülük. Bir sözleşme veya senet altında şart koşulan koşullarda da böyle bir durum ortaya çıkabilir

PEDESTAL : English Turkish military

KÜRSÜ; DÖŞEME; KAİDE:Bir silah veya malzeme altlığının silah veya malzemeyi ekseni etrafında yana doğru hareket ettiren kaidesi

PEDESTAL MOUNT : English Turkish military

SABİT MESNET:Küçük veya orta çaplı bir silaha mahsus sabit altlık

PEEL OFF : English Turkish military

YARIM TONO İLE AYRILMA:Bir uçuş düzeninden. dalışa geçmek için yarım tono yapma; sağa veya sola kademeli uçuş düzeninden inişe geçmek için ayrılma

PEEP SIGHT : English Turkish military

DELİKLİ GEZ:Ateşli bir silahın arka kısmı yakınına tutturulmuş olan ve silahı tevcih etmek için ortasında bir deliği bulunan gez. Bak. "sight"

PEERS : English Turkish military

GRUP ÜYELERİ:

PEGBOARD FINANCIAL STATEMENT : English Turkish military

BİLANÇO CİHAZI:Birbirine benzeyen mali bilgilerin birleştirilmesini süratlendirmekte kullanılan, performa şeklinde hazırlanmış bir cihaz. Bu cihaz; o şekilde yapılmıştır ki, birbirine benzeyen mali esaslar (örneğin ordu kantinlerine ait rakamlar) tekrar alt alta yazılmadan yanlamasına toplanabilir

PELORUS : English Turkish military

KARTERİZ GÜLÜ; PELORAS; SAĞIR KOMPAS:Arz üzerindeki cisimlerin veya gök cisimlerinin yerlerini tespit etmek için kullanılan, mekanik veya optik, basit bir alet

PENALTY ENVELOPE : English Turkish military

RESMİ ZARF:Bak. "official envelope"

PENCIL BEAM : English Turkish military

İNCE HÜZME:Kendi askeri genişliğine indirilen veya, o genişlikte ayarlanan bir ışıldak hüzmesi

PENDING AVAILABILITY : English Turkish military

TEMİN EDİLİNCEYE KADAR:

PENETRATION : English Turkish military

YARMA TAARRUZU:Düşman savunma mevziinin mukavemetini kırmak, meydana getirilen gediği genişletmek ve mevzilerinin devamlılığını ortadan kaldırmak amacı güden bir çeşit taarruz manevrası. (Not: NATO terimi "cenetration (ground forces": yarma taarruzu (kara kuvvetleri) " şeklindedir.)

PENETRATION (AIR TRAFFIC CONTROL) : English Turkish military

GİRME, YARMA (HAVA TRAFİK KONTROLÜ):Yönetimin bir nirengiye veya hava alanına bir yaklaşımın yapıldığı irtifaya dayandığı, bir nirengiden gelen iniş yolunun öngördüğü yayınlanmış bir yüksek irtifa cihazı yaklaşma usulünün belirli bir kısmı

PENETRATION (INTELLIGENCE) : English Turkish military

GİRME; NÜFUZ ETME (İSTİHBARAT):Bir yer içine ajanların kaydı, ajanların veya teknik izleme araçlarının bir yere sokulması, bilgi elde etmek veya onların faaliyetlerini etkilemek amacıyla teşkilatlanma ve gruplanma

PENETRATION AIDS : English Turkish military

YARMA TAARRUZU YARDIMLARI:Düşman savunmasını yarma olasılığını artırmak üzere taarruzi hava-uzay siren sistemleri tarafından kullanılan teknikler ve/veya cihazlar. Ayrıca bakınız: "attack assesment"

PENETRATION MISSILE : English Turkish military

NÜFUZ FÜZESİ:Düşman savunma düzenine veya düşman tesislerine nüfuz etmek üzere kullanılan ses üstü, özellikle stratejik bir füze

PENITENTIARY : English Turkish military

AĞIR SUÇLU CEZAEVİ:Genel olarak. ağır bir suçtan dolayı mahkum edilmiş eski ve azılı mahpuslar için ayrılan hapis, disiplin veya ıslah yeri gibi sivil ceza müessesesi

PENNAN : English Turkish military

FLAMA:Bak. "pennant"