Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GRIEF-STRICKEN : English Turkish Redhouse

grief-strick.ensıfat büyük bir üzüntü içinde olan

GRIEVANCE : English Turkish Redhouse

griev.ancegri'vıns isim
şikâyet, yakınma.
şikâyete yol açan durum

GRIEVE : English Turkish Redhouse

grievegriv fiil büyük bir üzüntü içinde olmak;
e büyük üzüntü vermek,
e acı vermek

GRIEVOUS : English Turkish Redhouse

griev.ousgri'vıs sıfat çok büyük (yanlış, zarar, kayıp, acı); ağır (masraf)

GRILL : English Turkish Redhouse

grillgrîl isim
ızgara (alet).
(alçak kenarlı, demir) tava.
ufak lokanta. fiil
ızgarada pişirmek.
konuşma dili sorguya çekmek

GRIM : English Turkish Redhouse

grimgrîm sıfat (grimmer, grimmest)
korkunç.
aman bilmez, katı, sert.
amansız (mücadele)

GRIMACE : English Turkish Redhouse

gri.macegrî'mıs, grîmeys' isim yüz buruşturma/çarpıtma. fiil yüzünü buruşturmak/çarpıtmak

GRIME : English Turkish Redhouse

grimegraym isim kir, kirlilik

GRIMY : English Turkish Redhouse

grimysıfat kirli

GRIN : English Turkish Redhouse

gringrîn fiil (grinned, grinning) sırıtmak. isim sırıtma

GRIN AND BEAR IT! : English Turkish Redhouse

Gülümseyip sineye çek!

GRIND : English Turkish Redhouse

grindgraynd fiil (ground)
(değirmen, havan, dibek v.b.'nde) öğütmek, çekmek, dövmek.
(kıyma makinesinde) (et) çekmek; (mutfak robotunda) (sebze v.b.'ni) çekmek.
(dişlerini, vitesi) gıcırdatmak.
(bıçak v.b.'ni) bilemek.
konuşma dili (away at) ders için çok çalışmak, ineklemek. isim
zor ve sıkıcı iş.
(kahvenin) çekiliş şekli; (unun) öğütülüş şekli: What grind of coffee do you prefer? Kahvenizi nasıl çekelim?
konuşma dili çok çalışan öğrenci, inek

GRIND TO A HALT : English Turkish Redhouse

gıcırdayarak yavaş yavaş stop etmek; stop etmek, durmak

GRINDER : English Turkish Redhouse

grind.ergrayn'dır isim
(aletle veya makineyle bir şeyi) öğüten, çeken veya döven kimse.
öğütücü (alet, makine).
öğütücü diş.
bileyici

GRINDSTONE : English Turkish Redhouse

grind.stonegraynd'ston isim
(çark ile döndürülen) bileğitaşı, bileği çarkı.
değirmentaşı

GRIP : English Turkish Redhouse

gripgrîp fiil (gripped, gripping)
sıkı tutmak, kavramak.
(birinin) dikkatini çekmek. isim
tutma/kavrama şekli.
kontrol, idare: Get a grip on yourself! Kendine hâkim ol! Don't let the firm get into their grip. Firma onların kontrolüne geçmesin.
bavul

GRIP SOMEONE'S IMAGINATION : English Turkish Redhouse

-i alıp götürmek

GRIPE : English Turkish Redhouse

gripegrayp fiil
konuşma dili (about/at) şikâyet etmek, yakınmak.
(mide) sancımak. isim
konuşma dili şikâyet, yakınma.
(midede) sancı

GRISLY : English Turkish Redhouse

gris.lygrîz'li sıfat tüyler ürpertici, korkunç, dehşet verici

GRIST : English Turkish Redhouse

gristgrîst isim öğütülecek veya öğütülmüş tahıl

GRISTLE : English Turkish Redhouse

gris.tlegrîs'ıl isim kıkırdak

GRIT : English Turkish Redhouse

gritgrît isim
kum tanesi; kum tanesi gibi taş parçacığı.
metanet. fiil (gritted, gritting) bakınız grit one's teeth

GRIT ONE'S TEETH : English Turkish Redhouse

metin olmak; dişini sıkmak

GRITS : English Turkish Redhouse

gritsgrîts isim, çoğul kabuksuz mısır tanelerini kaba bir şekilde öğüterek yapılan ezme

GRITTY : English Turkish Redhouse

grit.tygrît'i sıfat
kumlu; kumlu gibi.
metin, dayanıklı