Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TORSION : English Turkish Redhouse

tor.siontôr'şın isim burulma, torsiyon

TORSO : English Turkish Redhouse

tor.sotôr'so isim
(insana ait) gövde.
gövde heykeli

TORTOISE : English Turkish Redhouse

tor.toisetôr'tıs isim kara kaplumbağası, kaplumbağa

TORTOISESHELL : English Turkish Redhouse

tor.toise.shelltôr'tıs.şel isim bağa, kaplumbağa kabuğu veya bunu andıran bir madde. sıfat bağadan yapılmış, bağa

TORTUOUS : English Turkish Redhouse

tor.tu.oustôr'çuwıs sıfat
yılankavi, çok dolam-baçlı.
dolaşık, çapraşık (yöntem, hareket).
dalavereli.
fazlasıyla komplike, çetrefil

TORTURE : English Turkish Redhouse

tor.turetôr'çır isim
işkence, işkence etme/yapma.
ıstırap, azap, işkence. fiil işkence etmek/yapmak

TOSS : English Turkish Redhouse

tosstôs fiil
(yavaşça veya rasgele) atmak, fırlatmak veya saçmak.
on çabucak ve gelişigüzel giymek, sırtına geçirivermek.
bir yandan öbür yana şiddetle sallamak.
in (bir yiyeceği) (bir sıvıyla) hafifçe karıştırmak.
(bir tepki olarak) (başını) birdenbire arkaya doğru savurmak veya (burnunu) kıvırmak: She tossed her head angrily and walked out of the room. Başını öfkeyle arkaya doğru savurup odadan çıktı.
(at) (biniciyi) sırtından atmak.
off (sanki işten bile değilmiş gibi) (bir şeyi) yaratıvermek.
(uzanmışken, uykudayken) bir yandan öbür yana dönmek.
konuşma dili (bir şeyi) çöpe atmak. isim
spor (top, gülle v.b. için) atma, atış.
(bir tepki olarak) (başını) birdenbire arkaya doğru savurma.
(yazı tura) atma, (yazı turada) atış: He won the first toss. İlk atışta o kazandı

TOSS A COIN : English Turkish Redhouse

yazı tura atmak

TOSS AND TURN : English Turkish Redhouse

(uzanmışken, uykudayken) bir yandan öbür yana dönmek

TOSS FOR : English Turkish Redhouse

yazı tura atarak (bir şeyi) karara bağlamak

TOSS ONE'S HAT INTO THE RING : English Turkish Redhouse

adaylığını ilan etmek

TOSS SOMEONE FOR SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şeyi kazanmak için biriyle yazı tura atmak

TOSS SOMEONE OUT : English Turkish Redhouse

birini dışarı atmak, birini kapı dışarı etmek.
birini işten atmak/çıkarmak

TOSS SOMEONE UP IN THE AIR : English Turkish Redhouse

ir şeyi /birini havaya atmak/fırlatmak

TOSS SOMETHING ABOUT : English Turkish Redhouse

(birkaç kişi) bir konuyu tartışıp konuşmak

TOSS SOMETHING AROUND : English Turkish Redhouse

(birkaç kişi) bir konuyu tartışıp konuşmak

TOSS SOMETHING IN : English Turkish Redhouse

ir fikri ortaya atmak

TOSS SOMETHING OFF : English Turkish Redhouse

bir içkiyi yuvarlayıvermek.
bir şeyi yapıvermek.
bir şeyi döktürüvermek, bir şeyi söyleyivermek veya yazıvermek.
bir giysiyi çıkarıvermek/fora etmek

TOSS SOMETHING OUT : English Turkish Redhouse

ir şeyi çöpe atmak

TOSS SOMETHING UP IN THE AIR : English Turkish Redhouse

ir şeyi /birini havaya atmak/fırlatmak

TOSS-UP : English Turkish Redhouse

toss-uptôs'^p isim
kimin kazanacağı hiç belli olmayan bir durum.
hangi seçeneğin daha iyi olduğu hiç belli olmayan bir durum.
yazı tura atma

TOT : English Turkish Redhouse

tottat isim
küçük çocuk.
(içki için) azıcık miktar, azıcık, damla

TOTAL : English Turkish Redhouse

to.taltot'ıl sıfat tam, eksiksiz; ilgili olan her şeyi içeren: total darkness zifiri karanlık. total cost toplam maliyet. total amount toplam. isim toplam; bütün; tutar. fiil (totaled/totalled, totaling/totalling)
toplamak, toplamını bulmak.
in toplamı (belirli bir miktar) olmak.
konuşma dili çok hasar vererek kullanılmaz hale getirmek

TOTAL AMOUNT : English Turkish Redhouse

tutar

TOTALITARIAN : English Turkish Redhouse

to.tal.i.tar.i.antotälıter'iyın sıfat totaliter