Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AROOSTOCK : English Turkish

n. Maine eyaletinde (ABD) bir ilçe

AROOSTOCK WAR : English Turkish

Aroostock Savaşı;
39 yılları arasında Birleşik Devletler ile Britanya arasında Maine ve New Brunswick arasındaki sınır yüzünden yaşanılan savaş

AROUET : English Turkish

n. Francois Marie Arouet de Voltaire (
1778, Voltaire olarak bilinir), on sekizinci yüzyıl Fransız yazar ve filozofu, Aydınlanma’da merkez kişi

AROUND : English Turkish

adv. etrafına, etrafında, etrafta, çevrede, bu civarda; arada burada, oraya buraya

AROUND : English Turkish

prep. etrafına, çevresine, etrafında, çevresinde, sularında; aşağı yukarı

AROUND HERE : English Turkish

u civarda

AROUND MIDNIGHT : English Turkish

gece yarısına doğru, yaklaşık olarak gece yarısında, gece yarısına yakın, gece saat 12 civarında

AROUND THE CLOCK : English Turkish

adj. tam gün devam eden, gün boyunca, gün boyu süren, gece ve gündüz

AROUND THE CORNER : English Turkish

köşe başında, yakında, çok yakın, eli kulağında; an meselesi, olmak üzere

AROUND-THE-CLOCK : English Turkish

adj. gün boyunca, günde 24 saat, günün her saati

AROUSAL : English Turkish

n. canlandırma, heyecan, uyarma

AROUSE : English Turkish

v. uyandırmak, kaldırmak, canlandırmak, harekete geçirmek

AROUSE CONTROVERSY : English Turkish

tartışma uyandırmak, anlaşmazlığa neden olmak, kavga başlatmak

AROUSE DESIRE IN SMB : English Turkish

v. heveslendirmek

AROUSE HATRED : English Turkish

nefret uyandırmak

AROUSE SEXUALLY : English Turkish

v. tahrik olmak, cinsel açıdan uyarılmak;
inde şehvet uyandırmak

AROUSE THE IRE : English Turkish

öfke uyandırmak, kızgınlık uyandırmak

AROUSED : English Turkish

adj. uyandırılmış, heyecanlı, harekete geçmiş; cinsel olarak uyarılmış; uyandırılmış, uykudan uyandırılmış

AROUSED HIS CURIOSITY : English Turkish

ilgisini uyandırdı, merakını uyandırdı, onu meraklı hale getirdi, meraklılığını uyandırdı

AROUSED HIS ENVY : English Turkish

kıskançlığını uyandırdı, kıskanç olmasına neden oldu, dargınlık uyandırdı

AROUSED HIS INTEREST : English Turkish

ilgisini uyandırdı, ilgisini çekti, dikkatini çekti

AROUSED SUSPICION : English Turkish

kuşku uyandırdı, herkesin ondan şüphe etmesine neden oldu

AROUSED THE ANGER OF : English Turkish

öfkesini uyandırdı, onu sinirlendirdi, onu sinirlendirdi, onu çıldırttı

AROUSES QUESTIONS : English Turkish

sorular uyandıran, sorular gündeme getiren, merak etmesini sağlayan, garip, acayip

AROUSING : English Turkish

adj. tahrik eden, uyandıran; kışkırtan; ilham veren; canlandırıcı