Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ARRANGEMENTS : English Turkish

n. tertibat, tedarik planı (yiyecek, içecek ve kalacak yer), yatacak yerler; planlı eylem planı (özellikle bir görev veya olay hazırlığı için)

ARRANGER : English Turkish

n. düzenleyen, aranjör

ARRANGING : English Turkish

n. hazırlama, dizme, uydurma

ARRANT : English Turkish

adj. adı çıkmış, çok kötü, katıksız, son derece

ARRANT NONSENSE : English Turkish

saçmalığın dik alâsı

ARRAS : English Turkish

n. goblen, duvar halısı

ARRAY : English Turkish

n. düzen, sıra, diziliş, sergileme, gösteriş; jüri heyeti, jüri heyeti listesi, görkem; ihtişam, gösterişli kıyafet

ARRAY : English Turkish

v. sıralamak, sıraya dizmek; giydirmek, süslemek; çeki düzen vermek

ARRAYAL : English Turkish

n. dizme, gösterme, sergi; oluşum; giyim, kıyafet

ARRAYED : English Turkish

adj. süslü

ARREAR : English Turkish

n. borç, bakiye

ARREARAGE : English Turkish

n. kalma

ARREARS : English Turkish

n. borç, kalan, ödemesi gecikmiş borçlar, bakiye

ARREARS INTEREST : English Turkish

faiz bakayası, geç ödeme nedeniyle borçlu olunan faiz

ARREST : English Turkish

n. tutuklama, tevkif, durdurma, önleme

ARREST : English Turkish

v. tutuklamak, durdurmak; önlemek, bloke etmek, el koymak, çekmek (dikkat)

ARREST OF JUDGMENT : English Turkish

kararın sonraya bırakılması

ARREST ON SUSPICION OF : English Turkish

-şüphesi ile tutuklanmak, şüpheli olarak gözaltına almak

ARREST REGULATIONS : English Turkish

tutuklama kuralları, bir şüpheliyi göz altına alma kuralları, tutuklama prosedürü

ARREST WARRANT : English Turkish

tutuklama emri, belirli kişi veya kişilerin tutuklanmalarını emreden yasal belge

ARRESTABLE : English Turkish

adj. tutuklanabilir, yasal nedenlerden dolayı gözaltına alınabilir; durdurulabilir veya yavaşlatılabilir

ARRESTABLE : English Turkish

adj. tutuklanabilir, yasal nedenlerden dolayı gözaltına alınabilir; durdurulabilir veya yavaşlatılabilir

ARRESTED : English Turkish

adj. tutuklanmış, geciktirilmiş, durdurulmuş, kısıtlanmış; alıkonulmuş, hapsedilmiş

ARRESTED DEVELOPMENT : English Turkish

durdurulmuş gelişme, ertelenmiş gelişme, zamanından önce durdurulmuş olan gelişme

ARRESTEE : English Turkish

n. tutuklu, nezaret altında olan kimse, durdurulmuş olan kimse