Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ARRIVED ON TIME : English Turkish

zamanında geldi, zamanında ulaştı, orada olması beklenen zamanda oraya ulaştı

ARRIVEDERCI : English Turkish

interj. güle güle, şimdilik hoşça kal, tekrar görüşmek üzere (İtalyanca)

ARRIVER : English Turkish

n. bir yere varan kimse, gelen kimse, varış yerine ulaşmış olan kimse

ARRIVIDERCI : English Turkish

interj. (İtalyanca) arrivederci, güle güle, şimdilik hoşça kal, tekrar görüşmek üzere

ARRIVING : English Turkish

adj. gelen, varıyor olan, giren

ARRIVING : English Turkish

n. gelme, yakında olacak olan, geliş, görünüm, giriş

ARRIVING PASSENGERS HALL : English Turkish

gelen yolcu salonu, gelen yolcular terminali (havaalanı, vs.de)

ARRIVISTE : English Turkish

n. birden zengin olmuş kimse, sonradan görme, toplumda belirli bir konuma veya duruma yeni olan kimse (özellikle konumu ile bağdaşacak şekilde saygı kazanmış olmayan kimse); devamlı olarak sınıf atlamaya çalışan kişi

ARROGANCE : English Turkish

n. kendini beğenme, kibirlilik, kibir, küstahlık, haddini bilmeme

ARROGANT : English Turkish

adj. kendini beğenmiş, gururlu, kibirli, küstah, haddini bilmez, mağrur (küstahça)

ARROGANT WOMAN : English Turkish

kibirli kadın, kendini beğenmiş ve mağrur kadın

ARROGANTLY : English Turkish

adv. burnu havada bir şekilde, gururlu bir biçimde, mağrurca

ARROGATE : English Turkish

v. atfetmek, üzerine atmak

ARROGATE TO ONESELF : English Turkish

v. kendine mâletmek, üzerine almak, hak iddia etmek (haksız yere)

ARROGATION : English Turkish

n. kendine mâletme, haksız iddia

ARROW : English Turkish

n. ok, ok işareti

ARROW CHARACTERS : English Turkish

esimyazı, hiyeroglif yazı

ARROW ELECTRONICS : English Turkish

New York merkezli Amerikan elektronik şirketi, elektronik/bilgisayar bileşenlerinin uluslararası bir dağıtımcısı ve satıcısı, dünya çapında bir teknik destek ve servis sağlayıcısı

ARROW KEYS : English Turkish

ok tuşları, ekranda imleci gezdirmek için kullanılan tuş

ARROW MISSILE : English Turkish

ok füzesi; gelen roketleri durdurmak için tasarlanmış bir yerden havaya füze türü

ARROW-LIKE : English Turkish

ok gibi, oka benzeyen, ok şeklinde

ARROWED : English Turkish

adj. ok işaretli, oklu

ARROWHEAD : English Turkish

n. ok başı, temren, ok başına benzeyen şey

ARROWROOT : English Turkish

n. ararot, ararot nişastası

ARROWY : English Turkish

adj. ok biçiminde, ok şekline sahip olan; oklardan yapılmış olan; hızlı, çabucak